Eğreti AşkŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Korkuyorsan bu aşktan, kalbinde saklı kalsın.
Seni bu hale koyan, bir ömür ahın alsın’’ Mehmet Macit suların dingin sesi, gece esintilerinde oynaşan yaprakların melodisi, cırcır böceklerinin inlemesi, derinlerden bir haykırış… çayda çıra oyununda ateş böcekleri… yerlerini almıştı sazlar, gece orkestrasında. alçak perdeden başlar gösterişli sunumlar. dinlersin özümseyerek. nağmelerin ahenginde kaybolduğun anlardasın. bedenini sararken ılık bir meltem, kutsal bir aşkın dokunuşlarını hissedersin teninde. ne kadar saklasan da hislerini, dilin, mırıldanmaya başlar gönül şarkılarını. dalgın bakar gözlerin aysız karanlıklara, görkeminde yıldızlar. eşsiz bir güzellik gecenin mahreminde. o an, sonsuzluğun kucağında, kutsal aşkın hazzında yıldızlarla danstasın. yüzünü yalayan sıcak bir nefesin, kışkırtıcı şehvetiyle kaskatı kesilirsin. aşk fısıldayan biçimli dudakların, dudaklarına dokunduğu an bir başka alemdesin. düşlerin tatlı hazzı yayılırken ruhuna, farkına bile varamazsın geçen zamanın. gözden kaybolurken kayan bir yıldız, ayılırsın düşlerinden. dalından kopan bir yaprak, zarif uçuşlarıyla düşer avuçlarına. yıldızlar kadar parlak, yapraklar kadar hassas, kutsadığın aşk içinde bocalarsın durmadan. benliğini saran coşku dolu duygularının, mısralara yansıyan iz düşümlerinden korkarken, meltem rüzgarının cılız dalgalarında yalpalarsın. bir adım varken kurtuluşa, kaçmaktasın hâla karanlığın içine. nereye kadar? eğreti bir çubukla toprağa yazıyorsun, eğreti harflerle eğreti kelimeler. saklıyorsun kutsalını gündüzden, gecenin derinliğinde cesaret timsalisin. bari, yazdıklarını silme! şahit’in olur güneş eğreti sözcüklere. yazmak; çok mu zor? bir aşk yaz ki sayfaların içine, adı konulmuş olsun. yoksa; gönlüne kutsadığın aşk eğreti mi duruyor? Mehmet Macit 11.05.2013 İzmir |