İkimizden alıntılar
Ağır ağır bir karanlık akıyor yüreğimden,
Hani son gidenin ardından bakakalır ya kalan? Hani limanda usulca seğirirken gözleri, Giden mi daha üzgün kalan mı bilemezsin ya... Ağır bir yük gemisi kıvamında; Ağlıyor gözlerim... Gidenlere bir kez alışınca gözler, Ne uzaklara dalıyorsun artık Ne de pencere önlerine konuşlanıyorsun! içten içe unutsanda yolları,yol ayrımlarını Sen hep adımları sayıyorsun... Sessiz sedasız geçiyor önümden yıllar Ve ben çaresiz takvimleri yırtıyorum hayat duvarımdan. Gözlerimin altında çizgiler belirmese de henüz; Avuçlarımda ki çizgiler derinleşti çoktan, Hayatı ucundan tutmaya çalışmaktan! Sessiz bir sokak lambası kıvamında; Yanıyor ellerim... Ölümlere alışınca bir kere bedenin, Uykularda ki mahur yüzlere dönüyorsun artık Ve her geçen gün kadere sövüyorsun! İçten içe ağlasan da,ağlatsan da Sen hep yalandan gülüyorsun... Sayfaları bir bir dolduruyoruz her geçen saniye ömür defterimizde ve ardımızda bıraktığımız nedense hep silik hatıralar oluyor. Ya tükenmiş bir tükenmez kalem tutuyor ellerimiz,ya da ikimizi da kandırıyor aslında yazmayan ellerimiz... |
tebrik ederim...