Utanmama ne gerek
Utanmama Ne Gerek
Çamurdan taştan yapılan evde doğduk, Kundağımıza topraktan öllük koyduk, Mertekli tavanlara bakarak büyüdük, Utanmama ne gerek. İç çamaşırımız kapıt bezinden yapardı, Anam tahta beşiği komşudan alırdı, Beşiğe boncuklar delikli paralar takardı, Utanmama ne gerek. Bir döşekte beş kişi yatardık, Üstlerimize yamalı bezler atardık, Ocaklarımızda tezekler yakardık, Utanmama ne gerek. Babam dedeme ebeme bakardı, Onları görünce ayağa kalkardı, Bazı günler olurdu’ki ağlardı, Utanmama ne gerek. Tarhana çorbasına on kişi dalardık, Açık ekmeği görünce bayılırdık, Sofradan yarı aç yarı tok kalkardık, Utanmama ne gerek. Üstümüzde önlük olmazdı mektebe gidecek, Paramız yoktu deftere kitaba verecek, Borca almak için esnaf görecek, Utanmama ne gerek. Ayağımıza giydiğimiz lastik ayakkabı, Olmadı hiç bir zaman çorabı, Olurdu evimizde üç beş bakır kabı, Utanmama ne gerek. Mustafa yaşadığı günleri anlatır, Bazı gördüğü insanlardan utanır, Geçmişini bilmeyen onu bunu kandırır, Utanmama ne gerek Mustafa HAMİŞ Afşinli şair. |
Düşünüyorum da maddeyi bu denli kuşanıp, gittikçe kirlenen gözlerimizi saklamaya çalışmasaydık da yırtık ayakkabılarımızdan utansaydık. Keşke utanacağımız tek şey yoksulluğumuz olsaydı da bu denli kişiliksiz ve sevgisizce ortalarda dolaşıyor olmasaydık.
Utanılması gereken şerefli bir geçmişe sahip olmak değil elbette. Utanmamız gereken özümüzü kaybetmiş olmamız. Çok şükür ki utanmayı unuttuk da rahatsız olmuyoruz onursuz duruşumuzdan.
Saygılarımla.