vega4 ün kırk yıllık dostu, Edebiyat Defterinden ortak arkadaşımız Sayın Bekir GÜÇLÜER ve eşlerine, Antalya’ da gösterdikleri yakın ilgi ve mihmandarlıkları için teşekkür ederiz.

Kepez’ den süzüyordu Ulu Önder’ in yüzü,
Bayrağı şelalesi tam huzura varıştı.
Karain mağarası beş yüz bin yılın izi,
Durup düşündük biraz aklımız da karıştı.

Hadrian Kapısı’ ndan Kaleiçi’ ne girdik,
Bakımlı sokaklarda hediyeler çarşıdan.
Gezinmek biraz yordu kafede mola verdik.
Marinayı seyrettik çay içerken karşıdan.

Yolların kenarında; çemberini çeviren,
Kulağında telefon seksek beştaş oynayan,
Temizlik görevlisi ortalığı eviren,
Yeşil heykelcikler var aralarda kaynayan.

Taze çiçeklerini sunar bahçelerde nar.
Düden’ in ak köpüğü falezlerden dökülür.
Narenciye kokusu ince ruhlara dolar,
Kadın Yarı öyküsü dinler yürek sökülür.

Kleopatra geziyor Side kıyılarında,
Apollon; tapınağı onarmanın peşinde.
Bereket timsalinin artan sayılarında
Sırlar saklı duruyor Titreyengöl işinde.

Aspendos kulisleri uyumamış ayakta,
Kurşunlu gürül gürül heybetiyle çağlıyor.
Yerlisi yabancısı Saklıkent’ te kayakta,
Manavgat yine sessiz içten içe ağlıyor.

Tersaneyi seyrettik rengi Kızıl Kule’ den,
Damlataş’ ın damlası sarkıtıyor dikiyor.
Sevgiyle kucaklarken Alanya’ yı kaleden,
Gün batımında renkler ufka hüzün ekiyor.

Mihmandarımız oldu Güçlüer ailesi,
Dillerde pas kalmadı bir kahvede bin kelam.
Neşeli muhabbetti ziyaret vesilesi,
Akdeniz’ in incisi Antalya’ dır vesselam.