zehir edersin
duy sesimi
develerim yılgın çölün tozlarından keçilerim bıkkın patikanın taşlarından haberin olsun minare gölgesi bile üşüyor ayazlı havanın yağmurlarından çok yazık nefesi buz tutmuş dünyanın hani nerde benim bahar yellerim uzatmışım güneşe umarsız onun için yanıktır nasırlı ellerim tabanlarımdaki kara sudur cabası biraz mil kokuludur serzenişim gözbebeğimde saklı ateşin noktası burnumdaki ağırlıktır şahidim zira yakınlarıma uzak diyor pusları ey vefasızım sevgiyi ve saygıyı sakın alma diline yoksa madara ederim seni cümle aleme söyle sen değil misin cefanın diğer adı sen değil misin hançeri saplayan sayısını unuttum sanma sensiz gecelerin bulutların kahrından yosun bağlamış kayalardaki ismin uçuyor kurumuş güllerin yongası avuçlarını açsan bir an benden hatıra izleri göreceksin ne olur bir daha gülücük atıp geçme bana yeniden alevi yükselir hayallerimin bedenimden önce yorulur kaldırım taşları gönlüme zehir edersin yıllar sonra barıştığım rüyaları 28.04.2013-Ahmet BOZTAŞ |
tutunabilmek çok güzel.Usta kaleminizi
kutluyorum saygılar sunuyorum..