UMUT VE SU ÖLÜRSE....
Lodos, yine gözlerime yağmur getirdi,
Kapıya tam da dayanmışken aşk! Zulamdaki esmer şarkılara af çıktı, Bugün kalbim yerinden çıkayazdı anne! Yüreğimin yangınına kar yağıyor,üşüyorum Kış ortasında terliyorum kıpır kıpır, Bu hayra alamet değil, biliyorum Bana zümrüt bakışlı öğretmişti; “hayat iki gündür, biri mutluluksa diğeri hüzün” Saçlarının telleri kadar şiirler yazmaya hazırım, türküler umuda biletimiz olacak, Hüzün rengi şiirlere veda edeceğim Hadi koş toprakla barışsın ayaklarımız, Güneşi ilk biz öpeceğiz Nemrut’un şafağında, Engin ve çıplak denizler bizim, Ölümsüz zambaklar açacak gülüşünde, Alınterimizle sulayalım melisaları, Özlem; aşk ve ateşle arınsın, Gece ve şiir alınteri kokarken sarıl bana… Portakal bahçelerinin kokusunda hep seni aradım, Kan sıçramış kentlerden kaçtım sana yar, hala diri diri gömülüyor sılamdaki kardelenler, Dün’üm, sokaklarım, çocukluğum yaralı… Sıyrıldım yalan umutlardan, Azat oldum, sahte düşlerin sabahında Sokak lambalarının kaypak şafakları bitti Palmiyeler arasında aşka yürümek varmış, Türküleri, ayışığını kurşunlayanlarla hesabım var mahşerde Bugünün küllerinde saklı dün, Vuslat, bulutlara sığınmış yağmur damlaları gibi tetikte, Adresi değişti düşlerimin, Biliyorum, zor bir bestedir aşk, Gökkuşağının menziline koşmak kadar zor… Birgün erkenden gel bana, Hatta güneş bile uyanmadan, Evimi, bahçemi, gözlerimi tüm çıplaklığıyla kucakla, Duman olmuş umutlarımı ışığınla aydınlat, Güneş dağlara sarılmadan, Hüzün uyanmadan gel ... 25 Aralık 2009 Bodrum |
Saygi ve selamlarimla.