bir damla su bir avuç tuz bir yarabir gönül kırandır her dalgakıran ne işi var bu gemilerin kıyılarda dikensiz çamursuz yollarda gidiş mi olur ne yüreğin sağlam basar hasrete ne de umudun olur gelmelere azizim;gel de suya aziz de herkes biriktirdiğini döküyor kenarlarda mendiller dolusu tuz bir damlasına boyun eğerken ucsuz bucaksız bozkırlarımızda dalga dalga sinelere vuruşlar olmasa nereden gelir bu kadar su deryalara gittikçe çizgisi öteye giden bu nasıl yol sevdalım bellilik et son martının kanatlarına zaten bütün kuşlarımı vurdular telek versin tüy versin seni beklerken umutlarıma düşündün mü hiç yığınlarca demir neden bir dal ipe boyun eğer bağlanır da bekler bu ejder işte buna benzer sevmeler kaç renkten yaşanır bir günde bu şehir tövbe demişim aslan sütüne sanki dipsiz kuyu kumkapı çekiyor beni içine ışıldıyor akıntı balıkları sarayburnunda senden haber getirecekler gibi bütün oltaların ipini kesesim gelir kasım |