3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
979
Okunma
Kalbim kör bir kuyu gibi
Susuzluğumda...
Suskun gözlerin kavramış bakışlarımı;
Bir fener gibi sönmüş ve kan dolmuş
Gözlerimi ovuşturuyorum.
Aklımın derinliğine doğru
Düşünceme düşmüş
Henüz yeni varolmuş.
Sevdamın hangi eli yol gösteriyor bana,
Gönlümün labirentleri boyunca.
Ayaklarımın yankısı duyuluyor adım adım...
Rüya şiirimin gece yazarı,
Satırları uykulara
Ve çıplak parmaklar çiziyor
Birbirinin kelimeleri ardınca,
İlk uyanışın damlayışı gibi yağmurun
Saçakların dibinde...
Özlem gitmiş, geri dönüyor,
Kabarmış yüreğim fırtınalar içinde.
Sana kavuşma arzusu tüm gücüyle itiyor beni,
Şaşkınlıkla bekliyorum.
Ayrılığın trajedisi sergileniyor,
Sabırla yontulmuş hüznüm göğsüme...
Sanki mücevher gibi sunulmuş.
Göz yaşı ve pişmanlık dökmede...
Yüzümde altın maske,
Mor çiçekli göz halkalarım çizgili,
Aşkın gölgesi izliyor beni;
Anıların resim karesi içine
Ve kalbim nefes alıyor
Hıçkırıyor son bir şekilde
Bir ürperiş,
Sanki rüzgâr koşuyor bir baştan tel saça;
Çeviriyor bir yandan döne döne
Vakur ve şatafatlı duruşu içinde.
İçimdeki kardeşlik için açgözlülükle;
Öğrendim insanların kepazeliğini
Ve kesip atmak için,
Kalbime uzanan sakat eli...
Tıka basa dolmuş uykular, korkunç bir rüyada
Sımsıkı kapandı gönül kapılarım,
Dudaklarım çatladı.
Dışımdaki ben sende katledildi,
Niye dolaşıyor odamda şafağın yüzümdeki yansıması?
Niçin titreyerek uyanıyor bu kalp
Ve uzatıyor aydınlığın tırnaklarını
Sabahın göz kapaklarına?
5.0
100% (5)