ANLATAMAM
ANLATAMAM
Sevgine bir kez daha naçar kaldım: Halimi sana anlatamam... ’Sen kimsin?’ diye sorma bana. Kalbim, inci kum tanesiyle etrafını Izdırabın ördüğü mabeddir. Yüreğimi nefesiyle titreten özlem Nedir ? Bir tür kavuşmadır seni bekleyiş. Unutuş, kuş kadar özgür, Bana kulak ver, uçarak sesim gelsin... Bir çok gözler pencere camı gibidir. Hakikate oradan bakarız; Ama bizi yalanlar hakikatten ayırır. Gerçek yüzünü tebessümle peçeler. Elin günahlarla doluyken Nasıl dua etmek için açabilirsin? Bir şeyi elde etmek istiyorsan Onu kendin için isteme! Biri hayalinin yarattığı, Diğeri henüz doğmamış olan; İki sevgili Birbirlerinden çok, aralarındakini severler. Sırtını güneşe dönersen Gölgenden bir şey göremezsin, Dünayaya Kör bakarsın. Beni aldattığını anlamadığımı düşünme; Beni değil, Kendini tanıdığın ölçüde, Başkalarını yargılayabilir ve cezalandırabilirsin. Söyle bana; Hangimiz günahkar, Hangimiz masum? Bence bu ikisidir Allah’a en yakın insan. Gözlerindeki öfkeli bakışlarını Dudaklarındaki tebessüm yamasıyla Örtmeye çalışan kimse Ne kadar da aptal- budala! Başkalarının yanlışının farkına varmaktan Ve bunları başkalarına anlatmaktan Daha büyük bir hata var mı? Bin sene geçse de; ’Kederden başka bir şey olmadığı için, Kendi dünyamda yaşamak istemiyorum.’ Dün öldürdüğün ben’in mezarına uğradım. Hayat seni Kabrin üzerinde seyrediyordu. Ölüm; Bana senden daha yakındır. Hayat da öyle! Kökü toprakla çiğneyen çiçektir. Hayatın bütün düğümlerini çözdüğün zaman Ölümü yaşamaktan daha çok arzularsın... Sen, ben de iki kişisin: Biri karanlıkta uyuyan gece, Diğeri aydınlıkta uyanık gün... Kalplerimizin sırlarını ancak, Kalpleri sevdayla dolu olanlar Anlar ve çözer... Bugünün en acı yanı; Dünün götürdüklerinin yadedilmesidir. Kaplumbağa kafalı insanlar Tavşandan daha hızlı yol alırlar Hiç kuşkusuz ! Tuzdan daha tatlı bir şey var; Hem gözyaşlarımızda Hem de denizlerde O da ACI... Figen ANAR |