hangi çiçeğe konsa kelebek sılam burası der çok geçmeden çiçek solar yoklaşır kelebek toprak ikisi için de vardı önceden beri böylesi yalın bir tarih sanırız var oluşu oysa yalandır hepsi
yün eğiren ninenin kınalı ellerindeki marifet soğanı yakmadan pembeleştiren annenin sabrı saat sekize kadar fabrikada çalışan adamın teri taş taş üstüne kondu binlerce yıl da biri de benim taşımdı ellerimin kabalaşmasından belli yine de inanılır değil hiçbirisi
kelebek kaç kere koza örer kaç kere yeniden açar gül bülbül kaç kere uyanır güneşten önce sen kaç kere gördün yaşadığını varla yok arasındaki ince çizgide
yağmurda yürümüştük bir akşam hani. gökyüzü akşamın esmerliğiyle sümbüli ezgiler yağdırıyordu üstümüze. şaşırmıştık. çünkü inanmamıştık. yalan ayaklarımıza kadar gelmişti demek.
hangi çiçeğe konsa kelebek sılam burası der çiçek de bilir kelebek de evren kaç kere yaratıldı düşüncende
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kelebeğe sor şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kelebeğe sor şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.