Yorgun Düşler ( VIII )
Birgün anlarsın yaşamın anlamsızlığını
Söyleyeceklerin düğümlenir boğazına Sevdiklerin çoktan terketmişlerdir seni Hayallere dalıp uzaklara takılır gözlerin O’nun unutamadığın masum yüzü belirir karşında Uzanıp avuçlarına almak istersin Ellerin asılı kalır boşlukta Kapanıp yastığa ağlarsın çaresizliğine.. İçindeki özlem gözlerinden taşıp Süzüldüğünde yanaklarına Eğip başını en ıssız sokaklara saparsın Bir uğultu başlar kulaklarında O’nun özlediğin sesini duymak için Bir kanadı kırık martı misali çırpınırsın Ama nafile Uzanır gökyüzüne ellerin Sessiz çığlıkların yankılanır Uzayın boşluklarında.. Biraz yorgun bitkin ve çaresiz Geçmiş günleri anımsarsın Sonra dizilir sıra sıra gerçekler karşına Boşa geçip giden günlerin acısı Ok gibi saplanır yüreğine Keşke dersin keşke herşey bir rüya olsaydı Uyansaydım ve bitseydi kabusum.. Birgün anlarsın ümitle beklemeyi Geçip giden zamanın seni yavaş yavaş Ve acımasızca tükettiğini Ömrünün sabahları, öğleleri, akşamları bitip Karanlığına gömüldüğün gecelerin Sonun başlangıcı olduğunu Bir gün anlarsın.. Belki birgün çıkıp gelirsen eğer Kabrimde büyüyen beyaz bir gül görürsün İşte o zaman anlarsın Seni ne çok sevdiğimi... 11.04.2013 |