İŞTE BÖYLE!..
Bakmayın güldüğüme kan ağlar içim-dışım;
Kadehler dert ortağım yudumlar arkadaşım… Dilimizde lehçesi bilinmez bilmeceler; Hayalimi sırtından vurur kahpe geceler… Anlatsam ilk sözümde yüzünü döndü kahır; Ne kelamda vefa var ne hece de hal hatır… Sensizlik ranzasında tabur tabur cinayet; Yelkovanı isyanda, akrebinde şikâyet… Hani gittiğin yollar getirir mi geriye; Düşlerimde ayaz var tutulmuş zemheriye… Umut fakir ekmeği dilim dilim önümde; Varlığımın nedeni sevgim de sen kinim de… Bana “unut” diyorsun iki hece nazıyla; Vuslatın sonbaharı, hasretliğin yazıyla… Dilinde kahpeliğin cilalı yalanları; Şahit tut yıkımına, falanı, filanları… Sevdamız şerefimiz diyerek yemin ettik; Kırk yıl sürsün niyetle kaç kahveyi tükettik; Şimdi sen şerefinin hak ettiği yerdesin; Uzaklardan duyduğun bir garip seherdesin… Gidişin, kaybettiğim birkaç yılın katili; Okşar hicran mendili neş’e yoksun mahâli… Aksın da gözyaşlarım akıllansın yanağım; Bundan böyle su içsem üfler artık dudağım… Ali ALTINLI – 10/04/2013 Saat: 20:36 |