Yazlar kışlar yolcu olmuş
Gelip geçer zamanı umursamadan
Karanlıklar küskün gün doğumuna
Kuşluk vakti güçsüz barıştıramıyor
Güne bakanlar boyun bükmüş çaresiz

Bir oda ayrılık rıhtımında
Anlık sevdalara kiralanmakta
Çarşaflarında hüzün lekeleri
Yastığında tutam tutam saçlar
En şehvetli sevişmelerden kalan

Sağında bir bahçe solgun çiçekler ile
Bir şelale göz yaşı akıtıyor
Çay bardağında bol buharlı
Şekersiz ızdıraplar ikramda
Yanında haram edilmiş sevda keki

İlerde bir göl üstü yosun kaplı
Nilüferler solmuş üzerinde
Sandallarda kazma izleri su almış
Lekelenmiş içindeki yürekler
Yalanların aldatmacasıyla

Kenarda bir bankta yaşlı bir adam
Sureti tanıdık zorluyor beyin hücremi
Elimi çantama götürüyor cüzdanımı alıyorum
Mazinin kiri solmuş bir resim
Ve o evet o sensin sen

Çocukluğumu öldüren
Yüreğimin en büyük ahı
Yarınlarımın ihaneti
Gençliğimin katili
Sevgisizliğin iblisi sen

Öylece kalıyor yüreğim
Atmayı unutarak karşında
Gözlerin gözlerimi bulduğunda
Akan bir iki damla yaş
Ve anılarda dolaşan bir ruh

Bir adım atıyorum sana
Oturduğun yerden kalıyorsun
Ölü kuşlar yağıyor gökyüzünden
Erosun okları kanatlarında
Birde bana yaptığın papatya tacı

Bir adım daha atıyorum sana
Gözlerinde iblisi görüyorum
Dudaklarında bir fısıltı kulağıma ulaşamayan
Bir mendil uzatıyorum sana
İhanetinin kanıyla süslenmiş yıllar önce
Ve dudaklarımdan dökülen birkaç kelime
Sevgim, aşkım sana haram olsun ….