RÜYADA Kİ GERÇEKUzat ellerini ellerimi bulsun sessizce Kavuşması imkansız iki beyaz güvercinin tenine son dokunuş nidası sarsın evreni biz susalım susarak gözlerimiz de konuşalım. Dursun her şey o dakika süt liman olsun alem alacakaranlık kuşağından geçip bir vadinin en karanlık köşesine yuvarlanalım dudaklarımızda yarım kalmış buseler dişlerimizin arasından sızsın yüreğimize tekrar aşık olalım bir birimize. Ve dönsün kuşak biz yeniden ayrılalım devinimleri sürerken evrenin kavuşmalarımız her geçen gün artsın ve her gün yeniden ayrılalım kavuştuğumuzu sandığımızda. Ne güzeldir hasretin libasını üstünde taşımak burcu burcu ümit kokar her köşesi beklemek ölümü beklemekten daha zordur dönüş yollarını tarar gözler kirpikler de acaba şarkıları sarkar an be an kulaklar kapı kirişinde çıt dese açılacak sonsuza kadar Güneş dağların ardından usulca bir asker selamı çakacak gökyüzü mavilerini getirip ayaklarımıza serecek ve sen sevgili bana sevmeyi öğreten ve ben sevmenin ne olduğunu öğrenen bir ermiş edası ile mavi halının ortasına çökeceğim üstüm başım sevda ateşi ile lime lime saçlarım ışık rengi hel teli senin avuçlarına gömülü usulca eşeleyeceğim toprağı çıkan her taşı çatlatasıya kadar bağrıma basacağım tükürüp geçmişin tam ortasına yeter diyeceğim birden çıkacağım alacakaranlık kuşağından. Yerde yatıyorum dizlerim karnıma kadar çekili anne karnında ki cenin misali yumulmuşum içime yüzümü kapatan gece siyahı saçlarımı elimin tersiyle arkaya atıyorum ay yüzüm çehresini seriyor ortaya gülüyorum yıldızların ışığı artıyor emekliyerek ilk gördüğüm dehlizin kapısından dalıyorum sensiz geleceğe. Birden korku ile açıyorum gözlerimi rüyalarımı toplayıp sessizce kapının önüne koyuyorum kapatıyorum kapımı. LAVİNİA |