IŞK'I IŞIKTA BOĞMAK
Yine akşam oldu Pirim,
Akşam benliğimi sarmayalı çok olmuştu. Kamer-i Matem şimdi her yerim, Fikrim, zihnim ışık arama yolunda. O ışık, Ah o ışık! Vakitsizlik mıydı yoksa Pirim? Vakit ışık mıydı? Yalnızlığa açılan muamma pencere, Yeniye yoldu halbuki Pervaneye mum İlme kapı Zihnime Kamer Işık sendeydi Pirim! Sen ışıktın....... ----------•----------- •-----------•----------- •-----------•----------- Kaç kapılı bu oda? Neden pencere yok duvarda? Saat işlemiyor burada Pirim, Işk burayı da esir almış durumda. Yoklukta varlığı bulmuş halbuki ışk, Hızını sonsuz kılmış Niyetini saklamış, Emeli hep yaralamakmış.. Hep yara, Hep acı, Hep zehirmiş.... ----------•----------- •-----------•----------- •-----------•----------- Zihnim fikrim ışkla dolmuş, Yara ışıksız iyileşemez olmuş. Ne vakit bir acı hissetsem şuracıkta, Sol yanımda , Derinler ışık arar sızılarım, Işıklar körelir içimde Pirim! Hayat ışıksız olur mu? Olmaz Pirim! Olmamalı. Benim Işığım IŞK’ındı pirim Ben IŞK’ını IŞIKta boğdum. Beni affet! IŞK’ını karanlığa koydum, Sensizlik zehriyle boğuldum..... Kayıkçı |