Dört duvar ve gökyüzüDört duvar ve gökyüzü Ve hüzün dolu saatler ,günler ve yıllar Ve kokusunu unuttuğum deniz Ve hasret ve özlem Bir karanlık , bir karanlık ki sorma Haykırıp içinden çıkmak var ya ... Gücüm yetmez ki devlete Hapislik işte voltanı at gir koğuşa yat Ranzanın kenarına önce günleri çizdim Sildim yetmedi ranzanın kenarı , ayları çizdim Artık vaz geçtim yılları bile çizmiyorum Unuttum ne zamandı içeri düştüğümü Bazen çok daralıyor duvarlar Yumruklayıp yıkmak geliyor içimden Bir kuş olup uçsam Özlemini çektiğim her şeye ve herkese Bilmiyorum nedendi ve ne septendi Bir kazaydı istemeden yapılmıştı Ölen bir candı ve ben kendimi müebbete hapsetmiştim Hakim de öğle dedi zaten müebbet... Ömür bu kime ne kadar verildi bilinmez ki Benim cezam ne zaman biter belli değil Ha birde vicdanım , kazada olsa bir candı o Keşke ben olsaydım o arabada Ve akşam ve karanlık ve yalnızlık ve hüzün Dört duvar bana bakar ben duvara Ve kap kara düşler düşer peşime Sabahı iple çektiğim kap kara geceler Ve bir gün öksürerek uyandım sabaha Revire oradan da hastane ve röntgen Ve doktor bir bana bir röntgene bakıyor Ne yazık ki çok az bir zamanın kalmış ciğerler bitmiş Doktor üzgün ben mutluyum Doktor bu sevincin manasını anlamasa da Ben çok iyi biliyorum Ve özgürlük ve özgürlük ve özgürlük. Talip ACILIOĞLU İstanbul 2013 Şiir yalnız bir kurgudan ibarettir. |