"SEN"Lİ GİDİŞLER...Yepyeni bir yolun başlangıcında yeni iklimlerle kucaklaşmak istersiniz, arkanızda bırakıp acılarında yoğurulduğunuz bir kenti, farklı hayatlarda konaklamak üzere yeni bir yol sapağında bulursunuz kendinizi... Arkada bırakılan sadece karanlık bir şehir değildir aslında, karanlık yüzlü insanlar, dost sanılan sahte yüzler, kulakları sağır eden kaypak gülüşler, sisler arasında gözden kaybolan aydınlık günler... Bulunmayan çareler, çaresizce kurulan cümleler, her cümlede canınızı acıtan fırsat avcıları... İklim değişir, akreple yelkovan çılgınca raks etmeye başlar, yollar açılır, yollar koynunda acılar büyüten eski kentin kalıntılarını bırakıverir müsait bir durakta, her adımda kararlarınız daha kararlı, terk edişleriniz daha onurlu olmaya başlar, haklı gidişinizdeki haklılık payı artar gitgide... Küçük bir kız... Eskilerden gelen kim olursa olsun ayak seslerini işitmeyecek kadar mutluluk şarkılarıyla dolu olan bir ruhu, ruhsuzların eline teslim etmeye hiç niyeti yok, Köprüler yıkıldı, kapılar kapandı, herkes son sözünü söyledi ve gidişler bitişleri getirdi... VE Elvedaların ardından yıllar, mevsimler, zaman... Gülümseyişlerin mimarı, merhabaların davetçisi... Her merhabayla birlikte küçük bir dilenci olur insan yüreği, Avuçlarına dualar biriktirip tek tek yollar semaya... Kabul olsa dileği, duası ne yapacağını bilmeyecek kadar acemidir de aslında... Geçmişin dipsiz kuyularından çıkıp ışıkla göz bebeklerinin ilk buluşması gibi bir korku hali bu, tek fark göz değil gönül kamaştırıcı bir ışık doldurması varlığının hayata... EY GÖNLÜM! Bırak tozlu raflardaki anıları, ruhundaki acı hatıralar müzesinin kapılarına çek sürgünü, bırak güneş doğsun yeniden, gün dönsün, ufuklar maviye gönlümüz beyaza boyansın.... Öyle bir tarih yazılsın ki ömrüme MİLAT desin takvimler, varlığın şölenlerle kutlansın... |