MASALLAR DA ÜŞÜR...
’’Gülüşüne kurban olduğum,
hasret ne kelime, ölüyor uzak yolların göçmeni.duy beni, çağır sus/adım yok/uşlarda...düşlerimizi başka renge boyama, bin kere ölürüm ben. kıyamet kopsa yarın; kimi ararım mahşeri kalabalıklarda.... çok mu geç kaldım, anlayanım,diğer yarım,evrenin en tatlı gülüşü.... inan bana, aşk bize çok yakışmıştı.gellll yarım kaldı şarkımız. ’’ ................................. ............................................... Hiç bir düş sabahlarımı dirilten gülüşünü unutturamaz, ve hiç bir yolculuğa bu kadar aç başlayamazsın. gömleğimin sol yanı hala lekeli ve ıslak, modası geçse bol paçalı kotun,izlerin var atamıyorum. ya o öpüşmelerimiz asırlardır susadığım şaşkın sarılmalarımız hangisini yok sayalım... hangi ÖFKE vuslattan daha büyük, hangi bahane sevgimizden daha ÇOCUK.! suya yazılan yazı değildik BİZ... şimdi sensiz kutluyorum yakamozların hüzün dansını, denize yaslanmış yorgun dağlar gibiyim, mahzun bir köy okulu gibi otobüslerden selam bekliyorum artık ara istasyonlarda çocuklar trenlere el sallamıyor yine de herhangi bir otogarda içtiğim çay kokusunu unutamıyorum sen vardın beklediğim her saniyede, içtiğim her çayda. sus/adım yok/uşlarda, gel öykümüz yarım kalmasın SEN bir sevda şiiriydin; aynısını asla yazamadığım, hiçbir aşka senin gibi dokunmadım,dokunamam... yuva/sızım; yeri dolmayanım, unutamazsın, gündönümünde saçlarını tarayan yaman esintiyi ki, hiç bir gündönümü bu kadar aşkla dönmemişti anakaraya... ... 30 Haziran 2004 Bodrum/Gümüşlük |