NE ÇARE
Sevdim seni terk eylemek yok yâre
Dilberin bağrı yanıktır merhem ne çare Feri kalmamış gözleri güldürmek ne çare Elveda deyip gidene dön demek ne çare Gönül bülbül olmuş ötüyor yardan yâre Sesimi duymayan yâre konuşmak ne çare Aşığın göz yaşları aşka tanıktır Tanığı sanık sananlara ne çare Sabreyle gönül aşkın bahtı açıktır Aşkın özünü anlamayana anlatmak ne çare Ey kalbim hakikat eşiğinden bakma maziye Gerçek aşkı bul onun gölgesindekini sevme Bilirsin amansız gelip zamansız giderler ne çare Niceleri yar der ister edep ve hayâ Niceleri yar der nefsiyle ister zinâ Nicesinin yüreğinde vardır yara Ben bu sırrı çözemedim ne çare Göz pınarını tutmuş yeşil yosun Bade içilmiş dönüşü yoktur Yârin kirpiklerinin her biri oktur Ben bu okların bıraktığı acıyı silemedim ne çare Nehirler gibi giderim derya-ı bahre Bambaşka oldu bedendeki çehre Sırrı ezel oluyor gözlerde perde Bu perdeyi açanı bulamadım ne çare Yazılmış sayfaların üzerine aşkın namesi Dilden dile anlatılır bu aşkın hikâyesi Gezer olmuş mecnunun ilden ile Bende ki leylayı bulamadın ne çare Ah gönül ne çare ne çare… |