0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1380
Okunma
YIL 1999
büyük fen dersanesinde bir kıza aşık oldum
o sıralar -şimdi dinlemekte olduğum-zara’nın eklemedir koca türküsü meşhur
beşevlerde oturuyoruz
salonda onu düşünüyorum
adını bile bilmiyorum
öyle güzelki kısacık saçları var devrimci
insan mert olmalı gözleri bir söz veriyorsa kalbide ona ihanet etmemeli
o zamanlar yazdığım birşeyi sizinle paylaşıyorum
bu yazıyı okurken lütfen zaradan eklemedir koca konağı dinleyin
beni anlamaya çalışın
O narin bileklerine çizdiğin aslında kaderin değil. Belki kalbinin derinliklerinden gelen bir çığlığın resmidir. Ne çare ki senin bileklerine çizilen kelepçe, benim kalbime çizilmiş.”
“Ben sana bir baktım, sen burnundan akan birkaç damla kanla kurtuldun. Oysa sen bana bir baktın ki ruhumu kaplayan sıkıntıdan neredeyse kalbim parçalanacaktı. Öyle ki kendimi ilk gördüğüm yüksek yerden atmam işten bile değildi Neyse ki aşkın sahibi imdat eyledi ve sen bağışladın ben de kurtuldum. Ne büyük tutkuyla sevmişsin beni. Özür dilerim ben seni böyle sevmedim.”
“Kalbime vurulan kelepçe kaderimdi
Kara bahtlı gecenin kör saatleriydi
Aşkım… ayrılık yazılmışsa ezelden
Kaderimdir bu ne çare, ne gelir ki elimden
Ay ile selam gönderdim yârime
Yıldızlar ile selam gönderdim
‘Söyleyin yârime ağlamasın’ dedim
Kalbimin ta derinliklerinden ‘Aşkım!’ diye haykırdım
Melekler duydular çığlığımı ve ağladılar
Aşk yüzünden sararıp solmuşsun yârim
Ne olur düşünme beni sevdiğini
Şafakla doğan her güneş
Bir umudu yeşertir
Semada parıldayan ay kapkaranlık gecede
Sensiz geçen günlerin hatırası olur
Ömrüm boyunca her dolunaya baktığımda seni hatırlayacağım
Aşkım Aşkım Aşkım”