1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
960
Okunma
En güzeli sana aciz kalmaktır sevgili
bir sardunyanın parlak zamanlarında
her çocuk maviden payını alıyor
her oda kendi halinde sessiz bir tapınak
ayak basılmamış bir dünyasın dudaklarımda
hiçliğe misafir olmuşuz hepimiz
omuzlarımız yorgun yeşil orman fotoğraflarında
Umutlu bir cümle dileniyorum gecenin içinde
sokak lambaları yaygara koparıyor cin/ayetlere
bir ölü nasıl bakar ya da nasıl dokunur sevdiğine
gitmemeliydik diyor tüm şiirler kurumuş dallara
çoktan şehri terk etmiş sonbaharlar hediye ediliyor aşklara
surlar ve dalgakıranlar nasıl boyun eymişse, o kadar sessiziz
anlamıyoruz bu donukluğu içine çekilmiş denizler gibiyiz
Naralar atıyor bu ülkenin atlıkarıncaları
ovalara dönmek istiyorlar belki de
anlatamıyorum donuklukta onlara da
aşk tükenince değişir manzara bu büyük ülkede
ikinci el gelinlik ve ikinci el hayatlar bulaşır rüzgara
daha hamlığını tamamlamamış sevdalar tükenir
daha toyluğundan kurtulmamış suçlar yapışır
ve daha çok yalnızlaşır bu yabancılık
içimizdeki gecekondularla sevişiriz yün boşluklarda
En güzeli sana aciz kalmaktır sevgili
Tanrının bildiklerine kör bu kabiliyetle
altında beklediğim saçaktan el sallamak
yağmurun durmasına hevessiz sevişmelerimiz
her sokak kendi çıkmazına kör bir tapınak
ayinlerine alaycı bakan çöp kedileriyle biz açken
gönderilmemiş mektupların rengine bulaşmadan
susmak
o tren kalkmış, istasyon yıkılmış, raylar paslı
saat bir duaya çeyrek var yine, gelmedi demek
ve duvarlara sessizce teşekkür etmek
teşekkür ederimin siyah beyazında, soğuk donuk
gelmeyeceğini bilerek …
.
5.0
100% (7)