GARİBİN ÖYKÜSÜ
Neler geldi şu garibin başına,
Bakmadılar durumuna, yaşına, Göz diktiler kuru ekmek aşına, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. Suçu neydi yoksul doğmaktan başka, Ne gülmeye vakti vardı ne aşka, Doğmasaydı, yaşamasaydı keşke, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. O çalıştı, tok olanlar yediler, "Yetmedi ki, daha yok mu?" dediler, Sanki ete üşüşmüştü kediler, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. El keyfinde, o her zaman işinde, Eti, pastırmayı görür düşünde, Alacaklı sıra olmuş peşinde, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. Gece gündüz demeksizin çalıştı, Kesesi hiç yaz görmedi, hep kıştı, Yok yoksul yaşama çoktan alıştı, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. Günün gününe ters, ayın ayına, Sırtını vermezsen olmaz dayına, Bu pastadan ne düşer ki payına, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. Hiç durmadan yalan umut verdiler, Garibimi gerim gerim gerdiler, Her zamanki gibi yere serdiler, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. Dağ gibi engeller, gücün varsa aş, Gençlik de kalmadı artık, geçti yaş, Film sona erdi, yenik bitti savaş, Gün görmeden göçüp gitti dünyadan. |
Kesesi hiç yaz görmedi, hep kıştı,
Yok yoksul yaşama çoktan alıştı,
Gün görmeden göçüp gitti dünyadan.
Bu garip dünyada sık sık rastladığımız yaşamdan bir kesitti.
Çok güzel bir şiirle dile getirmişsiniz.
beğeniyle okudum.Kaleminiz var olsun.Gönlünüz dert görmesin efendim.
saygılar.