ALLAH ALLAH YA ALLAHŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Murat Çabas
22 Mart 20137YENİ MESAJ GAZETESİ Suriye’nin isyancı profili Suriyeli isyancılar bir taraftan terör eylemlerine devam ederken, diğer taraftan da Suriye dışında devlet yıkıp devlet kurmaya devam ediyorlar. İsyancılar, kimyasal madde içeren bir roketi Halep’in Khan El-Assal bölgesine fırlattılar ve 16 sivil öldü, 86 kişi de yaralandı. Tabi, isyancılar her zamanki gibi bu terör eyleminin suçunu Esad yönetiminin üzerine atmaya çalıştılar ama bunda da başarılı olamadılar. İsyancılar Suriye’ye, sivilleri acımasızca katlederek sözde demokrasi getirmeyi amaçlıyorlar… ABD’nin Irak’a ve Afganistan’a demokrasi(!) getirdiği gibi… Sadece bu hadise bile, isyancıların nasıl bir Suriye istediğini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Esad halkı için savaşıyor, isyancılar ise ABD ve İsrail için… Esad bugüne kadar bedava elektrik, bedava sağlık, bedava eğitim ve benzeri birçok politikayla halkına hizmet etti; isyancılar ise Suriye’nin kaynaklarını ABD’ye, topraklarını ise İsrail’e açacak. Batı dünyası ve özellikle de İsrail, isyancıları boşuna desteklemiyor; bugün ekiyor yarın biçmeyi hayal ediyor. Ediyor etmesine ama hevesleri kursaklarında kaldı; Rusya ve Çin Suriye politikasında ısrarlı, geri adım atacağa benzemiyor. Zaten Rusya bu noktada geri adım atarsa, kendisini inkar etmiş olur, ABD’ye karşı bilek güreşini kaybetmiş olur. Bu durum Rusya’nın son zamanlarda yaptığı bütün atılımları sıfırla çarpar, imajı kaybolur. Rus yetkililer ve en başta Putin bu gerçeği bildiği için "Suriye asla Libya olmayacak" demişti. Bu arada Türkiye, Suriye konusunda biraz daha bataklığın içine çekilmeye çalışılıyor. İstanbul’un göbeğinde isyancı liderler toplandı ve sözde geçiş hükümetinin, sözde başbakanını seçti. Türkiye de buna ev sahipliği yaptı. Suriye üzerinde hesabı olanlar, Suriye içinde hesap tutmayınca, kıyılarda köşelerde devlet kurup devlet yıkmaya başladılar. Hatırlarsanız, bundan birkaç yıl önce İslamcı geçinen ABD güdümlü bir takım zevat Almanya’da kapalı spor salonlarında tahta tüfeklerle Türkiye’nin yerine devlet kuruyorlardı. Konu Türkiye olduğu için Alman yetkililer de bu olayı tebessümle seyrediyordu, engellemiyordu. Suriyeli isyancıların yaptığı da aynen bunu gibi… Suriye yönetimine Rusya’nın desteği sürdükçe –ki Rusya bundan geri adım atmayacak- isyancılar sadece kendi kendilerine gelin güvey olmuş olacaklar. Bu arada seçtikleri sözde başbakanı da biraz inceleyelim. Gassan Hito… Indiana Wesleyan Üniversitesi’nde işletme yönetiminde yüksek lisans yapmış, batılı uluslar arası şirketlerde yöneticilik yapmış, ABD ve diğer batılı ülkelerin finansal desteğiyle azınlık Arap ve Müslümanların haklarını sözde savunmuş. ABD finansıyla Müslümanların hakları nasıl savunuluyorsa? Tam ABD’nin ve İsrail’in bir adam… Belli ki Esad sonrası Suriye için ABD ve İsrail tarafından özenle yetiştirilmiş. Suriye’deki sivilleri ağır silahlarla, bombalarla, kimyasal roketlerle katlederek, onların kanları üzerinden bir mücadele yürütülüyor. Suriye’de Esad’a karşı savaşanların çoğu Suriyeli değil, toplama teröristler -hatta Türkiye’den bazı tinercilerin de bu eylemlere katıldığını öğreniyoruz- Türkiye’ye getirilen Suriyeli mülteciler parayla vaatlerle kandırılan Suriyeliler, Suriye dışında Suriye’ye baş arayanlar ise bugüne kadar Suriye halkı için en ufak bir adım atmamış, ABD’nin ve İsrail’in gözdesi isimler… Gelin Suriye’yi siz değerlendirin.
Allah, Allah ya Allah; koru kulun bizleri
Allah’ım bu ne zulüm, bu Yezid’in izleri Ehl-i Beyt eziliyor, ezdirme ey Allah’ım Şefaat yetkisiyle, Ali koru bizleri. (SAV) Hz. Muhammed nur, bir de Ali var veli İmamet Allah emri, buna karşı çıkan deli Yezid sapkındı sarhoş, katildir cehennemlik Peygamber düşmanıdır; kanlıdır eki eli. Din seçimlik değilken, seçim yapanlar Yezid İmam Ali emirken, Allah’ sızdır pis Yezid Fâtımâ, cennet nuru, Hasan-Hüseyin de nur Hal böyle iken nurlu, zavallıdır her Yezid. Ehl-i Beyt soyuna bak, hep örnek al kendine İçimizdeki Yezid, tapar kendi kendine Allah emri farz iken; İmam Ali Kur’an’dır İnkar eden kafirdir, uymaz İslam bendine. |
HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾