BU DÜĞÜN BENİM DEĞİL
BU DÜĞÜN BENİM DEĞİL
Badana yaptırmıştık evimizi, tıpkı Beyaz gelinliğin gibi Kurban alıp süslemiştim, Boynunda sarı lira, saçların gibi, Buğdayın içine bozuk para katmıştı anam, Arabada inerken sen atacaktı bereket olsun diye Bir kaşık bal almıştı eşikte beklerdi seni, Bu kapıdan tatlı gir Tatlı yaşayalım deyi, Kolumda Gıramise var, Cemalini göremde takam gerdanına Beyaz gömleğim ütülü, Lacivert takımın hazır, İskarpin boyalıydı sevdam, Bayrağımız namazda çıkacakları beklerdi, çatıda yerini almaya, Davulcu gözüme bakıyordu, Çalıp aşkımızı haykırmaya, kazanlar yakılmıştı yemekler yapılıp, Aşçılar kepçeye bahşiş beklerken, Biri aynayı kapmış aydınlık odamıza, Çayçı ocağı yakmış hediyesin beklerken, Sandığına oturacak çocuklar bile seni izlerken, Kucağına verilecek bebek ağlıyor bak, Ablam kına elinde samen bekliyor Sıra sıra olmuş arabalar senin için dostlarım, Sen ellerin koluna nasıl girdin be sevdam, Ya beni düşündün mü o an, Hayallerimi, dokunmaya kıyamadığım saçın teline, Kokunu çekerken yüreğimin derinine, Bir kör kurşun sıkıpta yüreğime Nasıl da ellerin yâri oldun be sevdam, Neydi seni benden koparan, Yoksa yalan mıydı tüm bunca yaşanan Birkez baksaydın gözlerime, Gidebilir miydin acaba, Neydi seni benden koparan, Sabahın seherinde uyanıp yanı başımda Saçlarımı sıvazlayan sen, Ellerimi alınca avucuna , Seviyorum seni derken sesi titreyen, Sen değimliydin, Dikenini nasıl saplayıp ta gittin yüreğime, Saçlarıma hatıra bıraktığın bu aklar varken bende, Nasıl pare pare olmasın bu yürek, Davulun çalıyormuş, düğünün var dediler, Ağlamadın mı Gülüm,? ben ellerin olamam diye, Ölür bensiz, suyu benim, havası benim demedin mi? O kuru bir ağaç, Toprağı benim, Bu düğün benim değil, cenazem demedin mi? Can, canansın olmaz demedin mi, Dedirmediler mi yoksa Gülüm, Dedirmediler mi? Bir kurşun sana bir kurşun bana sıkıp, Kefen giydirip gelinlik mi dediler, Yoksa yüreğine beni gömüp, Sende benle o gün öldün mü Gülüm. 4 TEMMUZ 1996 Şenol Köksal |