SOĞUK ODALAR
Artık eskisi kadar gücenmiyorum hayata
Dört bir tarafımda parmaklıklar olsada Yitip gitsede bütün umutlatlarım bir gecede Şu dört duvar arasında alıştım yaşamaya Ruhum çekilirken derin yalnızlıkların içine Gocunmuyorum artık beni benden alan Ömrümü benden çalan iki metrelik odalara Bu mapus damında çöl yorgunu bir devenin Suya hasret kalışı gibiyim yalnızlıklarımda Şu çürüyen bedenimin dili yokki konuşsun Anlatsın bir bir her çekilen tespinin acısını Burası insanların hayallerinin bittiği bir yer Burada kuşlar ötmez insanlar yasaklıdır Kuytu bir köşede ağlayan bedenler vardır Gizli gizli içine bir çığlık sokar bu dört duvar Senin olan herşey senlikten çıkar zamanla Yok eder adamı bütün renkler kararır Bir anda kendi ellerinle kendine kıyarsın Delirtir adamı bu kuytularda ki yalnızlık Boğazına bir düğüm oturur anlayamassın Yolunu şaşırmış bir ceylan yavrusu gibi Gidecek yer bulamassın şu dört duvarda Duvarlar teker teker yıkılır kalır üzerine Kurtarmak istesende kendini asla olmas İçinde ki sessiz çığlıklar sığmaz içine Patlayacak bir yer bulamassın oralarda Kendi kendine patlarsın kendi içinde Ellerin param parça olur boş duvarlara Vurmaktan ama yinede hiç kimseler Duymaz içindeki çığlıkların yankılarını Avazının çıktığı kadar seslensende Özgürlüğe hiç kimseler duyamaz seni Sarmıştır bir kere,senide ruhunuda Bütün benliğinle hükmetmiştir artık seni O soğuk duvarlar,ve zamanla herşeye Alıştığın gibi,burayada alışıyor insan Sen bir korkusuz şovalyesin unutma Hakkın adalet kuşağını kuşananlar için Mapus damları bilene onların gözünde Cennetin,en güzel bahçesi gibi gelir... Ufuk GÜNEY |