Merhabalar Yasemin Hanım. Sizi tanıma bahtiyarlığına erişememiş olsam da, Erdal'ımızın şahsında fazlasıyla tanıdığımı düşünüyorum. Sizin de onun manevi hatırası olarak Türk Milletine ve bizlere emanet olduğunuzu ifade etmek istiyorum. Ve bir başka yoruma verdiğim cevabı, aynen size de vererek, hem size hem de tüm sevenlerine Allah'tan sabırlar diliyorum...

Ona şiir yazmak ne ki, keşke daha fazlasını yapabilsek. Çünkü o Mehmet Akif'in;

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni târihe desem sığmazsın.
'Bu taşındır' diyerek Kâbeyi diksem başına
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyla
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecramıyla
Ebr-i nî sânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecri ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribî, akşamları sarsam yarana,
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

diyerek taçlandırdığı şühedadan oldu. Ne mutlu ona ki; bu en yüksek rütbeye erişti, ne mutlu size ki; şehit ailesi olma lütfu ile taçlandınız, ne mutlu bize ki; onun akrabası ve köylüsü olarak şefaatine nail olma şansına eriştik. Allah nur içinde yatırsın. Allah'a emanet olun...

Çok teşekkür ederim, dualarınız ve dualarımız kabul osun inşallah. Bilmukabele...

gayet güzel oldu şimdi daha kolay okunuyor.tekrar yürenize ve kaleminize sağlık ..

Çok teşekkür ederim. Tüm renkleri deneyerek en kolay fark edilecek şekilde tekrar düzenledim, eleştirinizi karşılamıştır umarım, saygılarımla...