volgadaki ecinlileraynı kentin rüyalarını görmekten usandı biraz daha düş dedi biraz daha top top yuvarlandı çakır dikenleri şeridinin tam ortasından iz iz delik delik uyandı uyuttular yer gök dua üstüne diye inandı mart baharları cemreler doğurur du içi yandı mihricanlar çaldı tohumlarını kışın ortasında kaldı tükenmedi bu şehrin doğum öncesi sancıları sol böğrünü yokladı atıyordu şah damar bir yosma bile koklamamıştı daha adamlığı neye yarardı mahşer-i kalabalık zevat aceleci bir pul kayboldu dediler arkalarına takıldı gördü kanını ayak parmaklarında ziggurat tapınaklarına kurbanları vardı avcunda saklıyordu son suyunu dilinin öldüğüne aldırmadı aldı başını yerden kendi suratına çaldı kasım |
hırpalayıcı..