Dilfigar-ı DilşikarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir yüzünden songezgin, mürteci gezgin dervişler tarafından derdest edilip Simeranya’ya sürgüne gönderilmiştir.Sonluğu ve hatıralrı elinden alınmış ,Dilara’nın gözleri ve tüm şerhli yaşam Gezginliğin varoluşunu tehlikeye attığından ilga edilmiştir.Çocuk ağlamış,insan yaratan Tanrı kahkaha atmıştır.
�Karanlık aydınlıkta tanık zamanda Tanrı küsmedi sana� Derviş biçimsiz yürür ardı sıra� Uyanır kaldırımlar,eskir de ağlar Geçer zaman geçer yorulur Uyandıramaz Dilara�yı çağırır kaybolur Hayale bağlanır gözler bakışsız yok olur Ama sözleriyle sehpaya bağlar Görülmemiş düşleri cinli gecelerin Dokunur konuşur, konuşur dokunur İki gönül arasında bi mekan Yağlı urganların anlamı olur Siyaha toprak atar vakit Üzerinde dikili bir taş renk olur Ağlayan atların son sahipleri konuşur Karanlığın sonsuz gövdeli cüceleri Yüzlerinde mahşeri dev maskeleri Korkuların nadasa bırakılmış toprakları Üzerinde tohuma dönen azap ağaçları Cennet tarlalarının cehennem marabaları Tanrım artık insan yaratmayı bırak Başkaldırıyorum dervişlerin yürüyüşlerine Ahiret mahkemeleri kuruyorum şahitsiz Bir gerçek ad koyuyorum sana dilşikar Bir yalan ad koyuyorum sana dilfigar Nebi Akgüngör |