0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1914
Okunma
Tıpkı bir eylül rüzgarı gibiydin
Hiç beklenmedik bir anda estin
Ne zaman sen esmeye kalksan yeryüzüme
Tüylerim diken diken oldu
Ne zaman rüzgar olup tenime nüfus etsen
İçimin üşüyen yanı olarak kaldın sen
Hani söylemek isteyipte söyleyemediği sözleri olur ya insanın
Lokma lokma boğazında kalır hani söyleyemez
ve sen benim için Tanrının helal ettiği bir nimettin
Boğazımda kalan lokmu oldun ve gittin...
Bir sarhoşun bardağındaki son içkisiydin
İçince kendinden geçecek kadar muhteşem
İçtikten sonra bitecek kadar değerliydin
Ben kalbimi senin ellerine verdim
Ama dikkat et dedim sana dikkat et !
Sıksan parçalanacak kadar ince
Sıkmasan damarlarımdaki kanı durduracak kadar önemliydin
Bir annenin karnında beslediği yavrusu kadar
Değerliydi sana olan sevgim
Ve sen sevgimi tekmeleyen zalim oldun
Yarınlarımın neşesini alıp gittin
Kimsesi olmayan bir martıydım ben,
Hayat denen bu okyanusta
Oysaki sen sığınacağım liman oldun
Ama şimdi anlıyorum ki
Meğer asıl tehlike kıyılarına yerleştirdiğin
Av peşinde olan o insancıklarda
Hani senin dininde bir yetime sahip çıkmak
Nasıl büyük bir sevapsa
Sahip çık dedim aşkıma
Beni sensiz bırakma
Ama öyle bir çaldın ki bu yetimin hayallerini
Artık din de sevap ta sana çok uzakta ...
Sana olan merakım felsefe kadar
Uçsuz bucaksızdı
Sana olan hasretim
Dinim kadar sabırlıydı
ve sana olan sevgim
Surete dönüşmeyecek kadar anlamlıydı.
Oysaki sen gittin
Bırakıp gittiğin an beni
Sana kan taşıyan damarlarımın her bir zerresinde bittin
Hem de
Tıpkı bir eylül rüzgarı gibiydin
Hiç beklenmedik bir anda estin
Unutma ki sana kızgınlığım
Sana olan özlemimdendir
Yoksa bittiği falan yok sevgilim
Sen benim son gülüşümsün bu zalim hayata
Bende senin...
Furkan Emre GÜLERYÜZ