Kutsal Lebaleb Avcıları veya Kargılı Adam
Tırmanamadığımız dudaklar
Her zaman gözümüze daha ıslak görünür Vardığımızda karşılaşacağımız aslında Sırasıyla Önce serap olur Sonra kuru topraklar Bir miktar çürümüş et Ve nihayetinde yine tepemizde Uzlaşamayacağımız akbabalar. Oysa Yelkenbalıklarıyla birlikte geçecek kadar denizleri Özlem içersindeydik Binbirgece anlatılmış bize, tepelerin o müthiş tepelerine. Umduğumuzu Fakir çocukların hırsla saldırdığı sofralarda bulamamıştık. Geç kalmıştık tedirginlikle istediğimizi istemeye. Diyor ya hani kargılı adam “Ne zaman tutunmaya çalışsak Mahrem bir yeri geliyordu elimize.” O hesap Dudakların ancak kenarından sarkan salyalar düşmüştü bize Zemzem suyu niyetine… Çölde gömülmek kolay diye -Belki de- Kaderimiz sanıyorduk Kum fırtınalarının gözlerimizi kör etmesini… Bu yüzdendi belki de pirimiz bilmek Dünyanın en çirkin kadınına aşık olan Mecnun bir bedeviyi Ve kabullenebilmek “Kanla alabilmeyi aşkın abdestini!” Varalım da ne olursa olsun diye ha gayret Nehirleri de geçtik sırat sırat, nihayet Kıyamadan sularından bile içmeye; O ab-ı hayatın zevkine daha bir varalım diye. Kertenkele, yılan olduk Vesselam, yalan olduk; Asla ulaşamadığımız güzelliklerde. Ki son tahlilde kaderimiz yine Bir dudağın kenarı ve bir pıhtı kırmızı… |
Bu da onlardan. Üzerine söylenecek bir şey bırakmayanlardan.
Yani, "yalan oldum, vesselam"
Tebrik ederim.