HAZAR AKŞAMLARINDA 2
Ayışığı öpmüş dudaklarından,
Mayalanmış kelimeler aşk yarasından Mehtabı seyreylerken sevda doruklarından Ozanlar, yazanlar geçiyor, kaşla göz arasından. Hazar akşamlarında... Ak göğüslü güvercinlerin, Üç lüleli çeşmeden işve tattığını, Dost eyvanlarında sabaha şem’alar yandığını Beyit beyit gazellerle okuyan Fikret Memişoğlu’ dur Hazar akşamlarında... Harput divanı saray musikisi tarzında Davudi nağmelerle dökülür serin sulara. Bu ses;Şeyh-ül muharririn Kabaklı’nın avazıdır aslında. Ferahlar yürek,titrer hazanın ayazında, Hazar akşamlarında... Kınalı parmaklar ip eğirirken rengarenk, Kısaparmak sazında kilimler nakışlanıp dokunur. Deli gönül sevi umar,göz seğirmekte, Hoyratlar, elezberler okunur Hazar akşamlarında... Üçbin yıl önceden, yüceden Ses gelir kopuzdan kösten,yankılanır Anadolu’dan Rumeli’ye Bu ses;Niyazi Yıldırım gürlemesidir. Destan destan yaşanır Malazgirt’ten Çanakkale’ye Hazar akşamlarında... Yanan Kerkük’ten donan Kırım’a Yeşil Tuna’dan, Ortaasya bozkırlarına... Büyük Hazar’dan Küçük Hazar’a gelene kadar, Şairler kervanı aruzdan geçer ıssız kıyılarında, Hazar akşamlarında... Lehçe ağız kaybolur Hazar’ın derinliğinde, Mesafeler eriyip, hayal-i zaman olur. Gergefe işlenen nakış inceliğinde Her dilde yazılır şiir, amma Türkçe okunur. Hazar akşamlarında. |
Beğeni ile okudum
Yüreğine kalemine sağlık
Selamlar...............