Kim bilir belki yine gelirim buralara!Hangi duvarı yıkık görsem Geçmiş her lahzanın Saikleriyle usanmadan yüzleşsem Yaratılan adına, umut saflığında, düş sığınağında, kader söylensem Aklın ihtiyacını bilmeden, inşirahı dilemeden, bir taklidin kendisiysem Gözyaşı için yanarım, duygusallığı ne sanırım, hesabı kime bırakırım dersem Gülen yüz değil, gönül olmalı Telakkiler, tak iyeye bulaşmamalı, kalbi olunmalı Heves uğruna nar, aklın ve iradenin tercihi olmamalı, sorgulanmalı Rahmetin ve muhabbetin banisinden korkmadan, haşyet içinde yol kalınmalı Yaşamak adına nefs serbest bırakılmamalı, ruhun ise dimağının kaptanı olmalı İyiliği, enayilikten ayırmalı Her köşede dileneni hayra muhtaç sanmaktan kaçınmalı İnsan önce kendini tanımalı, gerekçesiz ve nedensiz olmaktan sıkılmalı ‘Ne derler’e göre değil, aklın, izanın, vicdanın muvazenesiyle yaşamak için yarışmalı Fanilik adına ne varsa sorgulanıp, fani olmayan için azmetmenin bir yolu bulunmalı Aşk, asla bir heves değildir Gülün kokusu amberdir, bülbül adına melaldir Vuslat gönül için gayedir, maşuk için sevinçtir, edep içinde ki keyiftir Seveni çok görme, düşeni görünce gülme, aczi yet içindekine güvenme, elimdir Mazlumun ahını alma, nisayı yalvartma, adamı aldatma, kandırmayı asla bir kar sanma Mustafa Cilasun |