Derdime vakıf değil canan, ey sessizlik içinde yanan!Ne söylenir bilinmez oldu Ruhum hicrana ram oldu, gözler beklemekten yoruldu Sessiz çığlığım ar oldu, sükût etmek nar oldu, artık yazmak kar oldu Geçip gitmeden, bir kelam etmeden, melalimi hasretmeden gönül söyle nice olur Aşk, halin deminden söz eder Ruh maşukunu bekler, gönül vuslat için can çeker Dert nefse heder, çile sabır biçer, ah u figan eylemek elbette beter Dere olmazsa nehir neyler, derya niçin firkatle hülyalarımı an be an yâd eder Artık söyleyecek bir sözüm yok Umut yüreğimde çok, ruhuma neden saplanır amansız ok El hak nasipten öte bir çare yok, akıl neylesin, izan yol versin vakit çok Ey nazargahın sahibi, sen bilirsin, sahibimsin, iltica etmekten çıkar başka yol yok Güle sorsam ne yazar Bülbül feryadını basar, yakınmak neye yarar Akıl tarik için var, irade vakfedilmiş en ulvi nazar, sızlanma yar Her lahzanın bir mizanı var, zan ile amel etmek kader değil maksat neye yarar Tasavvur etmek nasıldır Hangi mihengin aynasıdır, aktif akıl ve vicdan farktır Merak ve azim tercih içinde ki Furkan’dır, berzah haşyet adına nazardır Kul olmak, hassasiyet taşımak, inayete tabi olmak, ihsan için yarışmak nasiptir Mustafa CİLASUN |