SUİZAMAN'IN SONSUZ BEKLEYİŞİElimde dünden kalma bir anahtar, biraz beyaz biraz kızıl. Aşkın bütün kapıları kilitlenmiş, açılmıyor yollar sana sevgili. Dilim ikrahlarda, özlem içinde yanıyorum bir mum gibi. Karanlık vuruyor avuçlarıma, sessiz kâinat, sessiz harfler. Kan içinde kalmış parmaklarım, ok uçları çok temiz. Ünlü düşmesi yaşadı Aşk-ı derun, oldum ben bir aşk ile derin. Büyülü bir sandukanın yamacında, hayal ediyorum sana kavuşmayı. Kaldım iki satır, bir lahza cümlelerin tahtında. Dilim çözülmüyor, kaidelerin vücudu yasta. Başım ayrı bedenim ayrı, mezarım bir nehrin kenarında. Doğmasına az kaldı evrenin, saçları kesilmiş mevsimin. Hiç saçsız olur mu bir kadın, gözü yaşlı çocuğumun, gözü yaşlı gecelerin. Sen yağız atlarla koşuyorsun özgürlük diye, ben ise ölümcül bekleyişlerdeyim. Bir Kızıl ile bir Beyaz aynı olur mu diyorlar, sesleniyorum merhamet ehline. Ben Beyaz Ada’yı seviyorum, beyaz adamı doğurduğu için. Şimdi bir Kızıl kız yanıyor volkan dağlarda, lav içinde serenatları. Topuklarına kadar acı içinde, bekliyor Sepiyolit’in dönüşünü. EY Sepiyolit, gir suretime de gör Suizaman sensizken nasıl harap, Nasıl bir çehreyle dolaşıyor toprağında. Kucağında Evreni taşıyor, nasıl ağır bu yük, gör sevgilim. Öte tarafta yanan bir mum var, aydınlığı senin kalbine vuran. Gel Sepiyolit, gel Suizaman seni bekliyor, kıyamet kopana kadar. İki elim kanda da olsa, ümit etmeyi bırakmayacağım, Sepiyolit’im sen tatlı tatlı uyu soğuk taşlarda. Hiç eşini yitiren bir kadın ümitsiz olur mu, ölüm tek kişilik değildir. Geliyorum, bekle sevgilim yanına… KEFaret |
Büyülü bir sandukanın yamacında, hayal ediyorum sana kavuşmayı.
Kaldım iki satır, bir lahza cümlelerin tahtında.
Dilim çözülmüyor, kaidelerin vücudu yasta.
Ne güzel ne anlamlı dizelerdi.
Tebriklerimle...