2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1091
Okunma

yer yok mekan önemsiz
zaman sıfıra dayalı,
hiçbir şey kesmiyor gönlümü
çürüdü tükendi duygularım...
bir şişe incir rakısı var masada;
boğazımın orta yerinde yudum yudum ölürken,
urgan misali dolanıyor elimde şişem...
seni örtecek sözlerde yok şimdi
dışarısı soğuk üşütme emi...
serseri rüzgarlar esiyor işte
o sımsıcak bakışın nerde?
yokluğunla gamzelendi gönlüm yine...
hüznümün adı belli
uzak diyarların doğmamış çocuğuna
şiirler yazıyorum papatya baharında...
sonra ayrılıkları kurutuyorum
kızaran göz pınarlarımda...
şehrime uzaksın gök kuşağım
gel seninle saklambaç oynayalım
elma armut deseler de
biz bu sevdadan çıkmayalım...
bir damla pembe gecesin yastığımda
rüzgarı diz çöktürdüm senin bakışlarına
ellerimi uzattım boşluklara
yıldızları topladım göndermek için sana...
umutlara uçmak için peşindeyim
cam kenarında ki garip menekşeyim
işte yine aklımın çengelinde
dilimden düşen kifayetsiz cümlelerim...
kafam bulanık bu akşam,
kalkıp olmayan şerefine
iki tek de ben mi atsam
yoksa Müzeyyen ablayı açıp
’ ahımı hicranımı mı saklasam ’...
Sibel Bozbay
5.0
100% (1)