Tövbekar
sığınır ellerim soğuktan ceplerime.
başım eğik, utanır bakmaya gözlerine pardesümün yakası kapatır buruk dudaklarımı gözlerim kaldırım taşlarında tesbih çeker gibi, her birinde çekiyorum seni hep yağmurlu havalarda gezerim ğögün ağlayışlarıyla karışır ağlayışlarım her çakışında gök gürültüsü, onun sesinde saklarım sesimi. onun gibi yıkayamam belki caddeleri yeniden, can verip, yeşertemem toprak gibi kızgınlığımdan değil bu öfke sitemle karışık, burukluk var sadece içimde. hani, sonu mutlu biten hikayeler vardır biz hangi hikayenin ürünüydük ki mürekkebimiz bitip, yarım kaldık aşkın hangi dalından izliyorduk dünyayı tartamicak kadar kırılgandı bizi. düşerken gözlerinden son nefeste uzatırken ellerimi, hangi tahta varis oldun da kapatıp gözlerini, cellatım yaptın kirpiklerini. çekmecemde saklı dururken resmin hala tenimdeyken nefes verişlerin buram buram sen kokarken üstüm ıslattığın o dudak bile özlerken seni tövbekar dilim Bir daha seviyorum demeye seni... |