UTANIYORUM AŞK ŞİİRLERİNDEN...
Senden sonra
bu kentte kıyamet koptu herkes öldü gözlerin bu kente küseli hiç bir ağaç yeşil değil iliklerime kadar yalnızım keşke Dicle boğsaydı beni Nemrut’tan düşseydim günbatımında gözlerine hüzün taşımasaydım utanıyorum AŞK ŞİİRLERİNDEN utanıyorum gümüş rengi gecelerden Hiçbirşeyden korkmadım seni büyütmekten korktuğum kadar sen büyürsen bu kent ölür sen büyürsen kime küçüğüm derim hangi yeşile sığınır gözlerim ölümü ayrı hücrelerde bekleyen müebbed mahkumlar gibiyiz suçumuz sadece sevmek, sevmek sevmek....... Bütün yolculuklarım sana sensizliğe alışamam sensizlik yokoluşun diğer adı sensiz nasıl yaşanır bilmem ki... Atakule’den Ankara’yı izliyorum her ışıkta SEN Yalıkavak sokaklarında şarkımızı mırıldanıyorum ağlıyorum şarkı şarkı her ezgi her deniz SEN sokaklarımız; elinden şekerleri alınmış çocuklarımız işte yine şarkımızı dinliyorum Ez koçere riya durim Bırindarım bırin kurim lori lori lorikamın tu dıheli lı ber çavemin çare naye jı destemin Şarkılar yağıyor Ankara’ya Kızılay sırılsıklam sarı yeşil yapraklar yağıyor masama çayı soğuk içtiğimi bilir şiirler varsın soğusun çayım yüreğim şarkılarımıza ağlarken varsın soğusun çayım kalemim mehtapsız gecelere ağlarken İbrahim EROĞLU 20Ağustos 2008 02:25 Yalıkavak-Bodrum |