Bir Ucu Çoksa Diğer Ucu Yok
Bir dağ ucuna bir dağ konsa
Varır bir ucuna bir bağ oturur. O da şenlik kurar, hoyrata vurur Ne yeşermiş olur, ne kökten kurur Benim diyen, ben olmaz olur Bir ucu dökülse, bir ucu sökülür gider Ne doğan öznelce gün hükmüdür Sevgilinin özden gelen sesi Ne sevgilidir dıştaki Ben değildir tartarken kefesi Ne tıkanmış olur anlayıp bilmekle Her peşine düşüldüğünde gayret nefesi Ey yaprağını dökmüş gonca! Alıp veremediğin var gibi Ne söylenirsin kendi kendine Senin de mi darda; ilin yurdun? Sıkıntı mı çekmektesin? Bunun için mi dökemezsin kurdun? Benci dururuz, ama fenciyiz Senci dururuz ama bilmenin genciyiz Kendi düzümüz, kendi düzlemimizdir Dünya ile yaşantılarsın bakışım Bir sevda olur, ben dolar içime dünya Ben olur üzerinde, kavak yeliyle akışım Cansın, canansın Hansın, hanensin Döker gonca, tanensin Benim dışımda ama benimle Öldüğüm yerde kalır Ben iken; ben olmaz benden sonraki Senin gayretin, senin zaruretin Ne acı ki seninle Bir tarihi muazzamasın Çocukluğumuzun, gençliğimizin Bilmediğini İleri yaşımız pek anlamıyordu. 23.02.2013 |
eğitici olduğu kesin,
dilinize aşina değilim, kullandığınız ifadelerin (diğer seri yazılarınıza da kısmen bakmaya çalıştım)
çoğu alışılmamış, belkide kendi açımdan öyle olduklarını söylesem daha iyi,
eleştiri yada yorum yapabilecek durumum yok elbette bunun bilincindeyim.
sadece okunduğunuzu bilmek (herkes gibi) çalışmalarınızı sürdürmenizde küçükde olsa motivasyon anlamına gelecektir, diye yazdım.
vaktim oldukça düşünerek okuyacağım yazılarınızı.
emeğiniz için teşekkürler, saygılar.