Mu’te DestanıEy Devem! Kumluktaki, kuyuya götür beni, Dört konak biraz daha, ileriye git yine. Çıkamazsın buradan, dönüşün yoktur nere, Sahipsiz kalacaksın, az sonra ona göre. Her halde belki sizi, son defa göreceğim, Umarım ki, şehitlik katına ereceğim. Müminler son durakta, hızla beni geçtiler, Ey Revâhâ’nın oğlu, herkes seni geçtiler. Kardeşlik bağlarını, kopartıp da attılar, Yaratanla baş başa, bırakıp da gittiler. Artık düşünmüyorum, geride ne malım var? Hiç de önemli değil, bir kaç hurma dalım var. Ey kavmim ne sebeple, tereddüt edersiniz? Şehitlik kastiyle cenk, etmeye gidersiniz? Silahlı süvarili, ordumuz pek de yaman, Kâfirle doyasıya, savaşmadık her zaman . Allah ve Resulüne, imanla bağlı dalız, Biz İslam’ı yaşayıp, savunan asker kuluz. Haydi, gidin çarpışın, mücahit şanlı nefer, Bunun neticesi ya, şahadet ya da zafer. Bedir günü vallahi, vardı iki atımız, Uhut’da atlı asker, sayıca az katımız. Bu cenkte galip gelmek, varsa ki eğer bu kez, Allah Peygamberine, müjde vermiş zafer tez. Yaratan vaadinden, dönmez asla geriye, Ey müminler öyleyse, hücum et ileriye. Şehitlik varsa eğer, değişmez kaderimiz, Cennette bekliyorum, olmasın kederiniz. Ey Revha gün bu gündür, fırsat şimdi elbette, Burada yemin ettim, şehit olmaya harpte. Ya sen kendiliğinden, buna razı olursun, Ya kabul ettiririm, sonra zorda kalırsın. Eğer şehit düşersem, vuruşarak savaşta, Nefsim ölmek istemez dünya için dövüşte. Cafer bin Ebu Talip, Zeyt bin Hârise gibi, Yaptığını yaparsan, iyi edersin harbi. Onlar şehit oldular, sakın durma ha geri, Sonra bedbaht olursun, haydi atıl ileri. Mûte de ordu komuta sırası ona gelmişti; Şiirini en üst perde den okumaya başladı. Belki bu onun son şiiri olacaktı. En içtenlikle, Yalvarıyordu Rabbine, Acizane sonkez. Günahkârım fakat ben, Affını isterim Allah’ım. Ey Rahman olan Rabbim... Şüphesiz ki sen duyan sın. Yüce katından mağfiret diliyorum. Hemen orada, Aklına şu ayet meali gelir. Muhakkak biliniz ki içinizden, Kimse yoktur ki cehennemden geçmesin , Şimdi ben o cehenneme nasıl dayanırım? Nefsim bir isteksizlik var sende, Savaşacaksın dilesen de dilemesen de, Hani çoktandır yoktu sende ölüm korkusu? Ca’fer,in ne güzel de geliyor Cennet kokusu . Ey Rabbim... Ya da kanımı dökecek bir vuruş isterim. Kılınç ya da mızrakla deşilip çıksın ciğerim. Vücudum her yanı darbelerle al kanlara boyansın. Ta ki naaşımı gören samimice desin ki: Aman Allah’ım ‘bu ne yüce saadet. Şu savaşçıya Allah rahmet eylesin. Abdullah Şehit düşmüş nihayet! *** Şiir: Şair Sahabe Abdullah bin Revaha (R.A) ALLAH’ın Rahmeti ve Selamı: Efendimize ve onun bütün Aile ve arkadaşlarına, ’Abdullah Bin Revaha’ya olsun... *** 02-25-2013 Düzenleme: Aydın Suyak Şiir Şekli: Gülce-Buluşma |