TOPRAĞA KARIŞMIŞ YALAN OLURSUN
TOĞRAĞA KARIŞMIŞ YALAN OLURSUN
Gelirsen burdayım nasılsa deme Hatır sormak için, dost’u bekleme Gidince bulurum ne varki deme Dostunun ardından arar olursun. Bugün varız sonra, an belli değil Sıhhatteyiz deriz, can belli değil Durup konacağımız han belli değil Bir kapı çalımlık yolcu olursun. Aldığın her nefes, attığın adım Hiç bitmeyecekmiş gibi sanırsın Yarından muhabbet tadımı aldın Dünya sofrasında ziyan olursun.. Zamanı gelince derlerim sanma Kırmızı güllerin rengine kanma Selamını kesip ardından yanma Nedamet dalında bülbül olursun. Yarın deme öpmek için elleri Geç’e koyma ara, bul sevenleri Ahdi’n varsa bire, sayma binleri Hayat ağacından yonga olursun. Yaz bahar tez geçer, dönersin kışa Ağarır saçların, doymadan yaşa Varlıkların gitse, uzansa arşa Terazi üstünde, dara olursun. Ana, baba, eş, dost, evlat, arkadaş Beklediği sevgi, ne iş ne de aş Kadir kıymet şimdi, yarın ise boş Kara yazılara ferman olursun. Yolunu gözleyen birilerine, Kokunu özleyen sevdiklerine Bahane üretme, geçtiklerine Dil dökme zamana, harap olursun Dünyanı versende, getiremezsin Kazandığın malı, yetiremezsin Gidenin ardından yetişemezsin Bakarsın ardına, pişman olursun Kamaştıkça hayat, görmez gözümüz De bugün de yarın, geçer ömrümüz Dem alınca hayat, kalmaz sözümüz Toprağa karışmış yalan olursun. |