bir zamanlar
bir zamanlar
nefesini çektim içime dönemeçli yollarında hani var ya az yürümedim iki köy arasında geceye nispet sabahı da karanlıktı kışımın ah çerkez deresi sen beni çok ıslatmıştın saçları belindeydi dağ gülümün gölgesinden ayrılmazdı çomarı ufkuma giren belli belirsiz mermer taşları bir doğumun, bir ölümün kulaklarımı çınlatan yankılarıydı soframdaki bir dilim ekmeğin yarısıdır o diyar bakmayın ismindeki damlara kıbleye dönsen yüzünü avuçlarında su kuzeyden gelir kır çiçeklerinin kokusu emeklerimle şekillendiler mehmet, şerafettin, erdal ve niceleri şimdi koca birer adam olmuşlar yıllar sonra yanaklarından öperken gözlerimde hâlâ çocuktular neyleyim tarifi güç esintilerimin hatıralara seyyah ettiniz beni aşikar elbette ocağımdan külünüz var sizin neticede devir, teslim dünyası bu bereketi çok olsun alın terinizin 19.02.2013-Ahmet BOZTAŞ |
Beğeniyle okudum..tebrikler efendim...