Yol Geçen Hanı Değil Yüreğim..!
Yok!
Yolgeçen hanı değil yüreğim Öyle “Yorgunum Hancı” deyip gelmeyeceksin Kırk odalı sırça saraydır gönül dediğin Destur isteyeceksin önce her bir kapıdan Bir karınca adımına destur alırsan, şükredeceksin Han Duvarları’na bakacaksın Faruk Nafiz’in (Çamlıbel) “Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş. Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor, Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor” Demiş ya üstat hani o, şiirinde; Sende, kimler konup, göçmüş bu fani handan! Bunu iyi belleyip, çulunu dar sereceksin.. Yok! Taptuk Dergâhı değil yüreğim Öyle “Himmet” dileyerek giremeyeceksin Kırk yanmalı candır, bir-de gördüğün Merhem çalacaksın önce her bir yaraya Bir katreye kabuk olsan da bekleyeceksin Sınamış ise Taptuk, Yunus’u bile “Odunum eğri değil” demek nafile Maksat, kapı eşiğinde dal iken, dönmekse güle Yanıyorken her zerren yaradan ile Kendi küllerinden yeniden doğmayı bileceksin Yok! Yunus deryası değil yüreğim Öyle “Yaradan’dan ötürü hoş görü” dilemeyeceksin Cümle pirler nefesidir insan dediğin Gül açtıracaksın önce her bir gönül de/ Senden içre sen, olursan/ ancak, gül dereceksin Geleceksin bu kapıya her seferinde Yolunun ışığı parlayacak alın terinde İster geçmişte yaşa, ister bu günde “Nimre Dede” gibi günün birinde Belki “Özde ben bir İNSAN olmaya geldim” demeyi bileceksin Yok! Veysel Sazı değil bu dinlediğin amma/ “ Koyun kurt ile gezerdi, fikir başka, başka olmasa” Ne demek? İyi belleyeceksin! Sende- onda- bende gizli, her bir gördüğün Aşk ile yürüyeceksin önce gönül gözünle Ak Güvercin kanadında bir gün belkide O sırra erenler le yol gideceksin Doğruyu izinden bil, gözünden tanı Yoktur bunun kadını, ya da adamı Edep ile yol alanın canı ol, yahut cananı Veysel gibi, sende günün birinde / belkide, insanı sözünden bileceksin Yok! Mevlana kapısı değil yüreğim Öyle “Ne olursam olayım, geleyim” demeyeceksin Göz, göz petektir yürek dediğin Tevekkül ile uçacaksın önce umman içinde Bir göze bal olursan/ ancak, aşk ile döneceksin “Hamdım, piştim, yandım” da demiş Mevlana Hamlığın özrü, içindedir bizzat-i Pişiyorken aşına, damla su değdirmezsen/ İlla ki Yanmanın sırrına bir gün sende ereceksin İşte o gün “İnsanım, İnsana geldim" deyip, Kırk yanmalı bu yürekte BENİMLE ÖLECEKSİN.! Meral Adak |