Bir benzerim gerek bana!

Asırlardır süren hiçlik savaşıma takviye militan…

Teokratik oluşum yandaşları
İktidarsız engisizyon hakimlerinin mahrem rüyalarına
Korkusuzca girebilecek isyankar bir benzer…

Dahi
Öyle bir benzer ki
Siyah peştamalları çekmiş kafalarına
Ve üstelik
Zerre umursamıyorlarken açıkta kalan cehaletlerini
O devasa unisex hamamın uyuşturan göbek taşında
Yakarıp duran kısıtlı dimağlarına bilge tellak olabilecek…


::


Ateşi ben buldum diyorum sana… Anlasana!

Dört milyar yıl önceydi;

Yalnızlığımın şehvetinden kül olunca tüm buzul platolar
Acı içinde kavrulan
Milyonlarca Alg’in toplu selası verildi gümbür gümbür

Ve en tepedeydi o an güneş…

Her öğlen bu yüzden
Nedamet gözyaşlarına boğulur ya
Hacim kazanmışlığıyla
Soykırıma tek mütesebbib isyankar ruhum!

Yok ettiğim yaşamı
Bir türlü yaratamadım yeniden
Amaçsız şehvetlerimdeki sanrıları
Asırlardır gizleyip durdum yastığımın altında korkakça

Üst besin zincirindeki o hayvani dürtünün de
Acımasız seri katili böyle oluverdim işte… Hep merak edilen!

Akrep zehriydi çünkü öptüğüm her dudakta günahlarım
Kadim bir mağaranın tek girişiydi trüf kokan ağzım
Ve
İnanç öncesi tüm gizli yazıtlara sır sessizliğiydi
Cesareti olan her ziyaretçiyi şehvetle yalamış çatal dilim


::


Evren vaizleri
Gökyüzündeki bakir yıldızları gölgeliyorlarken bir bir
Karaciğerimin koyu karanlığında
Eşzamanlı yaktılar mutlak aydınlığa çakmaklarını
Milyonlarca iş bilir enzim
Işıltısında derinlerimin
Toplu halvet partileri düzenlemeye koyuldular sonra
Sapkın saray libidoları

Ki o partilerde
Ve
Kim bilir kaçıncı kez
Ölümsüz cismime kadim sözcü; o kadife dikenli dev kaktüs
Açabilmeye çekingeç her çöl çiçeğini
Ateşim ışığındaki şehvete gönüllü araladıkları
Bakir yapraklarından mutlak öpüyor olurdu tutkuyla…


(Yıldıray Kızıltan)