Okuduğunuz şiir 18.2.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Sakın Kimseyi Öpme
Bir parşömenin üzerinde çıplak kelimelerdin gecenin karanlığıydı gözlerim ise Asya kıtası kadar nemli yürüyen palmiyeleri unuttum sende ve aç çocuklar doğurdu gözlerim uykulara gölgelerdin şiirler gibi ıslak köprü altları kadar kederli
duvarlara ait düşük kokulu bir rutubet cümlesiydi belki de seni seviyorum demek çokça söyledim oysa ki sırtındaki benlere omuzların kirpiklerime yuvaydı kuşlar dallara yoksa dallarda kuşlara mıydı bir ormana ses olamamaktı bizimkisi
Sakın kimseyi öpme o dudaklar benim demek istedim demek istedim demek istemek yetmiyordu ama ödünç bir bedene bakar gibiydin sonra toprak olmanı istedim minerallerin olabilirdim yani gübren yani değerli ve değersiz madenlerin üzerinde ve içinde her ne varsa işte olmak istedim
şafak söküyordu bir köşe başında ölmek gibiydin para kokusu ve jartiyer selektörler kemiğimin çürümeye yüz tutmuş iliği sokak lambasının altındaki melodi misali yaşlılık korkusu çokça sensiz ve aşkı yabanileştiren ne kadar çok duygu varsa işte yaşamak istemedim
annesinin çığlıklarına yorganını örten ve titreyen dualara başlangıç yaşım kadar uzaksın şimdi şeytan uçurtmalarına tebessüm edebiliyorum yüz çizgilerimse mâvera dokunuşlara…
Seçki kuruluna ve Edebiyat Defteri ailesine bu güzel gün için teşekkür ederim selam ve saygılarımla...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sakın Kimseyi Öpme şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sakın Kimseyi Öpme şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
gübre kelimesinden kastın gübre olmadığını bildiğinizi biliyorum tekrarlar konusunda ise aynı görüşte değiliz ama sizin çok güçlü bir eleştirmen ve yazar olduğunuzu da biliyorum yani bilmek yetmiyor bazen bildiklerini söylemek gerek
Şiiri okurken dikkatimi çeken ikinci husus‘’e’’ sesi oldu.Diğer bir ifadeyle asonans sanatının tavan yaptığı bir şiir olmuş diyebiliriz.Rakamla 97,yazıyla doksan yedi e, bize öylece bakıp bakıp gülümsüyor...
Güzel şiirlerin içine girebilmek çok zor olmuyor,yeter ki kalemin mürekkebi doğru akabilsin. Mesela giriş kısmı o kadar etkili ki hani sırtını dönmek neredeyse imkânsız. Kullandığı kelimeler ve duygusu olsun tam yerinde. Doğrusu bana defter’den daha sıcak geldi parşömen.Başlı başına bir şiir, bu sözcük.Demek istediğim: seni o eski zaman’lara sürüklüyor şiir.Önemli olan da bu değil mi zaten okur için.Hemen ikinci dizede de çok sevdiğim bir kelimeyi görünce,şiiri bırakamayacağımı anladım ve tuttum elinden ya da o kaybolmamam için o tuttu elimden. En nihayetinde vurdu beni.Kaç kaçabilirsen.
Bununla birlikte; kullanılan metaforlar da o kadar eksantrik olunca, öpüp alnıma götüresim geldi şiiri.
Tekrar başa döneyim hemen: ‘’bir parşömenin üzerinde Çıplak kelimelerdin’’ derken neden çoğullaştırdığını da anlayabiliyorum. Tek kelimeye sığdırılamayacak kadar derin bir aşk. Yanıldığımı kimse söyleyemez.Hem kuşlar söyledi,inanmanız gerekir bana. Hangi kuşlar? Dallara yuva olan kuşlar,işte onlar.
Ama ilerledikçe daha iyi anlıyoruz şiiri:
‘’Sakın kimseyi öpme O dudaklar benim demek istedim’’ Siz söylediniz,şimdi sıra bende demek isterdim.‘’Önce öp sonra doğur beni’’ der gibi masumiyet kokuyor adeta bu dizeler.Biri anne, öteki, sevgili,düşünün artık neler olabileceğini. Aklıma geldi bir parantez açmak istiyorum:
‘’Babalar, kızların ilk sevgilileridir’’, derler hep,peki, ‘’erkeklerin ilk sevgilisi kim’’ diye kimsenin aklına gelmez.
Parantezi kapatabilirim şimdi.
Sanırım uzatmamak gerekir,parantezle birlikte çenemi de Eric From'un bir mottosuyla kapamam lazım:
''Eğer kişi sadece bir insanı seviyorsa ve diğer insanlara karşı kayıtsızsa onun sevgisi sevgi değildir''
Harun Aktaş tarafından 2/19/2013 1:23:24 AM zamanında düzenlenmiştir.