Sen hiç suların öpüştüğünü gördün mü mavi ay zamanındasuların öpüştüğünü ay’ın göz kırptığını görmediysen yanmadıysan güneşte ve susamadıysan aşk’a yaşadım deme uykuyla uyanıklık arası elimin altından kayıp gidiyor sular sırt üstü yüzer gibi denizde hayattayım gözümün önünden geçiyor kiraz bahçeleri çağlalar sert kabuk bağlamış elma şeftali zerdali çiçek çiçek ne kaldı şurda az bir zaman dalda yeşeren ilk yapraktı gördüm göl gözlerinde kirpiklerin mızrap mızrap uykuyla uyanıklık arası hep sana dair aşk’a dair göl’lere de yağar yağmurlar bir minik bulutun arasından muzipçe yüzünü gösteren ay bir mavi ay gecesi ve bir dizede tek başına tek hece aşk bana borcunuz alacağım olsun dökmüş yapraklarını bir haşin rüzgâr o o sevdiğimiz beyaz yaban güllerinin bir fotoğrafta birbirine gülümseyen yüzler ki an hayatın kıyısında sana dair hep ve de aşk’a ızdıraplı dikenli tel hatıralar göl gözlerinde uyuyasım var uykuyla uyanıklık arası çalıntı bir rüya asrın rüyası güya seninleyiz bir bulvarın özgürlüğünde hoş bi rüya seninle el eleyiz göz göze gün batımı akşamlarında ben hiç şarap içmedim demlendim ayak üstü seni her gördüğümde mayalandım sevdanın mayasıyla kabardı içim taştı taşacak ah bunu bana yapma uykuyla uyanıklık arası ömrümüzden çalıyor zaman sen hiç gördün mü öpüştüğünü suların bakir bir mehtap altında Yüksel Nimet Apel 17/Şubat/2013/Pazar/Ankara |
sevgimle...