1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
987
Okunma
Seçme ve seçilme hakkı
Yaşı, kanunu, yasa maddesi
Rehberi, kılavuzu yok hayatın
Hayat patlamaya hazır bir mermidir
İnsan silahında, insan hedefinde
Bazen bir kaleşnikof kahpece
Ellerde, insan mı acaba ?
Bazen hançer kınında öylece duran
Delikanlıca çekilip, bir macera bekleyen
Cesaret pususuna yatmış,
İmanından başlı başına bir insan yaratmış
Hayat indinde mahlukat
Aklı selimliğiyle manaya yelken açan
Ve gözünü her belaya karartmış
Bazen de uyku girdabında
Kuş tüyü yastıkta başı
İpekten üstündeki yorgan
Yaşarken kaldırılmış naaş’ı
Ölü zihniyetiyle söylenir muştuları
“Salla başı al maaşı”
Seçme ve seçilme hakkı
Yok mudur hayatın?
Kader mi utansın, kısmet mi
Yoksa şans bizden yana değil mi?
Gene felek yaptı mı yapacağını
Ne felekmiş be
Herkesin bir yanında asılı duruyor
Göz yaşları insanın suratını suluyor
Sonra alıyor askıdan feleği
Havlu niyetine, yaşlar kuruyor
Siyah-beyazda kalmış akıllar
Netlik arar, arar da arar
Mantıklar
Fikirler fukara düşmüş
Gene feleğin işidir kesin!
Fikirsizlik zulmünün faturasını da
Dolma kalem el yazısı
felek zatına kesin
seçme ve seçilmekten ziyade
hakkı var mıdır hayatın?
Hayat hakkını nerden alıyor?
Ne bu dağ gibi hep insanın karşısında
Veya bir okyanus insan çırpın ha çırpın
Bazen de rüzgar olup dal-yaprak savuruyor
Çıksın ortaya!
Bunun arkasında kim duruyor
Varsa hani öğretsin bana da
Bu hayatı “on ikiden” kim vurmuş,
Ya da hala daha vuruyor
Vuran vurmuştur belki, ama garip
Bak hayat hala sürüyor
Hayat seçmekten mi ibaret?
Fesleğen kokusu, bir türkü tadında
İnsan anlatımlarda
Kendine özgü anlamını arıyor
İfadeler yetersiz,
Yazılanlar kısır
Beste fesleğenle birkaç çiçek karıyor
Bak hala tohumlar kendini ve toprağı yarıyor
Ya insan
O da hala uygun bir söz
Dil, kulak, mızrap ve beste
Zihnini yırtarcasına, tarıyor ha tarıyor
Fesleğen fesleğenliğe devam da
Deliler dağa çağrılmış, tırmanmakta insan
Zirvede gene hayat, bekliyor delisini
İnsan ve Hayat kendini maceracı sanıyor
Gene bu işte felek eli var
Bir köşede durup, sınıyor ha sınıyor
Sınanmak istemeyen bir kenara siniyor
Bu kez felek geçiriyor tokadı
Masumlara ve hiddetle kınıyor
Hayat seçilmekten mi ibaret?
Sevdim-sevmedi
Sevdi-sevmedim
Pervanedir döner durur dillerde
Seçilmek kapıda kalmış
Kulaklar sağırlaşır, bozuk zillerde
Ya bir yara
Ya bir hatıra
Ya da gururlu bir anı
Kalır bir ömür yüreklerde
Nadirdir seçilip muradına eren
Mağdurdur seçilip istemeden
Kendini, kendinden bir şeyi veren
Yani fazla değildir hayata gülen
Hayat bitirir de, ya biter mi?
An be an insanın yanı başında
Koynunda, hatta içindedir hayat
Hayat kendisidir insanın
Hayat olmazsa hal bayat
Hayat sel, insan direnen bir ağaç
Bir direnç, bir hırs, öfke, inat kızılı
Bir sevgi dilimi, ardında uçurum
Kopmamak lazım sele diren-dayat
Felek suçlu, kadersizlik diz boyu
Kısmet kördüğümlerde, kapalı
Asıl elde tutulan ve gereken hayat
Ama bir kaleşnikof
Ama bir hançer mert, çılgın, deli
Ama seçerek
Ama haklı ya da haksız
Ama puşt yanı zulada
Ama iffetli, masum
Bir çırpıdır, ahlaklı-ahlaksız
Bir kafestir içindeki
Kanarya, keklik, güvercin
Bu tablo da mana var, canlılar farksız
Ve bir sonbahar mevsimi çöker
Kimse görmez yaşamaz fakat
Fırtına, sel, tipi boran geçirmiş
Dağ tırmanmış, okyanuslardan karayı bulmuş
Heybesinde bir yığın anı
Hayat bir mermidir patlamaya hazır
Namlu bak sana çevrilmiş
Bu kimsenin göremeyeceği
Bir sonbahar, bir namlu
Bu hayatın nihayeti, insanın ölüm anı!
Muhittin DAĞHAN
22 nisan 2007
23.00