Hüzünlü MemleketimHiç bir mevsim eksilmedi hüznün. Ne taze gelin gibi, salına salına gelen ilkbaharda, Nede bıçkın delikanlı havasındaki sonbaharda, Atamadı memleketim, üstündeki akşam güneşi hüznünü. Ne karakışta dağlarını dolduran karlar örtebildi, Nede ovalarını kaplayan sarıpapatyalar. Bir deniz tutması sarhoşluğundaydı hüzünlü memleketim. Parmak uçlarından dokunsan inan ki ağlayacaktı. Onlarca yıldır, kalbine saplanan Hain bıçaktı, dağlarında patlayan bombalar. Ne hainleri eksiltebildi Nede ihanetleri atabildi üstünden. Yüreğinin her kıvrımına sakladı acılarını Utandı, Gösteremedi, ele güne yalancılarını. Nasıl üzülmesin, Nasıl hüzünlenmesin, Sevgili memleketim. Yüreğine saplanmış, Kara saplı bıçak sallanırken. Milyonlar ayaklanırken, Meydanlarında, sokaklarında, gaz bulutlarına sarılırken, boğulurken gencecik canları, nasıl üzülmesin, nasıl hüzünlenmesin, Sevgili memleketim. Sami Gök 23.06.2013 / Ayvalık |