KUM TANESİ
Deniz kokan ellerin, martı çığlığında sesin,
rüzgarla savrulan saçların, vururken aklımın en kalabalık yanına Mahir gülüşün... Kum tanesi gibi çarpar anılar, acıtır ruhumu..savurur. Her gece gül olur yokluğun, yastığımda karanfil kokusu, yakar genzimi tavana astığım gözlerin... Ellerin, sözlerin, şiirlerin, bir de tavandaki gözlerin.. Tam da karanlığı aralarken bir sis kapatır önümü.. Bir sırtlan, birçok çıyan, bir sürü çakal çevirir yolumu.. Düşlerim bozgun yer dönerim hayata.. Düşerken başaşağı düşlerim kum tanesi gibi ince ince vurur, acıtır ruhumu..savurur. O vakit şeytan der ki; Canlı bomba ol, sar aydınlanma fişeklerini.. Git, gir fabrikalara, tarlalara, vur sokaklara patlat, patlat ki parçala zifiri zindan kentleri, yırt karanlığı.. Yalan, sömürü ve zulüm öldü desin, haber bültenleri; Kardeşlik, sevgi, barış eşitlik ve adalet üstlendi eylemleri... avucumda unutma beni çiçeğim... -Düş, eyleme dönüştüğünde mutlaka susar karanlık, değilse bunca cesaret giyinir miydi aydınlık..- hasan karaşahin 10 şubat 2013 |