Zaman AzabıÖlümsüz sandıklarım küçükken Yargılanmakta şimdi; Ölümle, ölümsüzlükle. Bayramdan bayrama aklımdadır, O eskiyemeyen yüzleri. Ne bayram kalıyor geriye, Ne de beden; Olmayan toprak ehli. İki bayram arası mesafededir, Geçer iki gün gibi. İki saniye arası beklemeyiştir, Azrail gelir Hızır gibi. Gerek ki; bayram edinmek her saniyeyi! Gerek ki; unutmamak, dünü, bugünü, geleceği! İhtimaller dolu gelecek, Lâkin belki gelemeyecek! Gerek ki; sahiplenmek eldekileri, Gerek ki; gecikmemek, bilmeden geleceği. Sıra sıra mı kırılır zincir? Yoksa en beklenmeyen yerinden mi? Zayıflar mı göçer önce bu âlemden, Yoksa bir çekiçle, en kuvvetlisi mi? Konuşmasa dil ölümü, Sanki insan kaçabilirmiş gibi... Yazmasa kalem kötülüğü, Sanki ertelenirmiş gibi... Gibilerden ibarettir bilinen, Keşkelerdir insanı yiyen. Bilinmeyene umutlanmaktır ikilem, Ve tek kaçınılmaz ki; ölüm... Toprağınız bol, Allah’ın rahmeti üzerinizde olsun. Bağışlayın bizi büyüklerim, Hakkınızı helâl edin. Musalla taşınıza da yetişemedim, Rahat olmaz sanırım artık kabrim. Zaman azabı, boğazımda bir düğüm artık. Her saniye ensemde, yakın ölüm artık... Onbir,Aralık,İkibin,Oniki/Yuva Toprak altındakilere ithafen... |