ALLAH'IN DÜŞMANI YEZİDŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Müslim Karabacak
5 Şubat 2013/Yeni Mesaj Gaztesi Mümin olana yeter de… Aynı manaya gelen aynı hükmü havi/içeren, beyan eden onlarca ayet var Kur’an’da. Ama Mücadele sûresi 22. ayeti günümüz Müslümanları için duruş belirleme, tavır koyma, pozisyon alma açısından emri net, hükmü açık, yapılanın karşılığının kesin olarak beyan buyrulduğu bir ayettir. Bir başka ifadeyle “son noktayı koyan” bir hükm-ü ilahîdir. Ayet-i kerime şöyle haykırıyor ilahî ölçüyü müminlere. “Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş hiçbir topluluğun (cemaatin, grubun) Allah’a ve resûlüne muhalefet (düşmanlık) eden kimselerle –velev ki o kimseler onların, babaları veya oğulları veya kardeşleri (dostları) veya aşiretleri (soysopları) olsunlar- dost olduklarını göremezsin. Onlar o kimselerdir ki, Allah imanı kalblerine yazmış, bunları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Bunları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Bunlar orada ebedi kalıcıdırlar. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah fırkasıdır. Gözünüzü açın ki Allah fırkası (mensupları) umduklarına (dünyada ve ahirette) erenlerin ta kendileridir.” (Mücadele, 58/22; Hasan Basri Çantay meali). Ayette iman esaslarından (amentüden) ikisinin (Allah’a ve ahiret gününe imanın) zikredilmesi diğer iman esasları önemsizdir anlamına gelmez. Son dönemlerde kimi ilahiyatçı güruhun bu tip iddiaları batıl bir iddiadır. İman esaslarını (amentüyü) sadece Allah belirlemiş, resûller de bu iman esaslarını insanlara bildirerek onları o esaslara imana davet etmiştir. Kur’an’ın başka ayetlerinde (mesela; Bakara 285, Nisâ 150-152. vb. ayetler) iman edilmesi farz, inkârı küfür olan diğer iman esasları müminlerin bilgisine sunulmuştur. Ele aldığımız ayette ise iman esasları değil, resûlüllah’a iman etmemek şöyle dursun ona düşmanlık edenlerle dostluk kurmanın ne kadar ağır bir suç olduğu, yani küfür olduğu beyan buyurulmaktadır. “Amentü’nün” yani, iman esaslarının beyan buyrulduğu bazı ayetlerde geçmemesi “ahirete imanı” “amentünün”/iman esaslarının dışına çıkarmadığı gibi, sadece “ahirete imana” emreden ayetler de diğer iman esaslarını önemsiz kılmaz. Mesela Bakara suresi 285. ayet: “(Mü’minlerden) her biri; “Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, resüllerine iman etti. O’nun (Allah’ın) resüllerinden hiçbirini diğerlerinin arasından ayırmayız (hepsine iman ederiz)…” dediler.” Allah’ın zatını anlattığı gibi bir Allah inancına sahip olanlarla, zerrenin hesabının görüleceği, Allah’a şirk koşmanın dışındaki suçların –belli şartlarla- affedilip, şirkin ise asla affedilmeyeceği “ahiret gününe” iman edenin diğer iman esaslarıyla bir derdinin olmadığı bir hakikattir ya. Biz asıl konumuza dönüp Mücadele 22. ayeti biraz tahlil edelim. Ayet-i kerime “lâ tecidü kavmen” beyanıyla başlıyor. Yani; “Habibim! Sen, hem Allah’a ve ahiret gününe inanacak, hem de Allah’a ve resûlüne düşmanlık edenlerle dost olacak bir kavim (topluluk, cemaat, gurup, oluşum) asla bulamazsın. “Lâ tecidü”; bulamazsın. Böylesi bir tezat, bir çelişik hal asla mümkün değildir. Bir adam, hem mümin olduğunu iddia edecek, hem de Allah’a ve O’nun resûlüne düşmanlık edenlerle dost olacak. Resûlüm! Böyle bir mümin bulamazsın. Bu düşüncede bir kişi mümin olamaz. Allah’ın gayet net ve kesin ölçüsü budur. Allah’a düşmanlık etmek, O’na şirk koşmaktan başka ne olabilir ki? Resûlüllah’a düşmanlık O’na iman etmemek, getirdiği ilahî hakikatleri kabul etmeyip inkâr etmek, O’na çeşitli iftiralarda bulunmak değilse ya nedir? Bugünün haçlı dünyasının, ehl-i kitabın O’nu reddedip inkâr etmesi şöyle dursun, O “rahmet ve şefaat” nebisine reva gördüğü o yazılı sözlü iğrenç hakaretler salt düşmanlıktan da çok öte şeyler değil mi? Bütün bu gerçekler ortada iken, iman ehli olduğunu iddia edenlerin bu kişileri dost edinmesinin ne denli ağır bir günah, hatta günahtan da öte olduğunu bu ve diğer ayetler beyan ediyor. Günahın ötesi de küfürdür. Ayet bir başka hakikati daha beyan ediyor. O da, Allah’a ve resûlüne düşman olanlarla dostluk kurmak için hiçbir mazeretin Allah tarafından kabul edilmeyeceği hakikatidir. “Velev ki Allah-Resûl düşmanı o kimseler onların; babaları, oğulları, kardeşleri, aşiretleri (soysopları) olsunlar. Böyle de olsa asla dostluk kuramazlar. Allah-Resûl düşmanlarıyla dostluk kuranların hangi ilahî tecziye ile cezalandırılacaklarını Yüce Allah diğer ayetlerde beyan buyururken bu ayette ise Allah’a ve resûlüne düşmanlık edenlerle asla dost olmayanlara verilecek ilahî mükâfatlar sıralanır. 1-Allah imanı kalplerine yazdı. 2-Allah onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. 3-Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. 4-Bunlar orada ebedi kalıcıdırlar. 5-Allah onlardan razı olmuştur. 6-Onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. 7-Onlar Allah fırkasıdır (hizip: taraftar, mensup, parti). 8-Allah fırkası (mensupları) umduklarına (dünyada ve ahirette) erenlerin ta kendileridir. Ne büyük bir ilahî mükâfat mümin için.Müjdeler olsun.
Allah (cc) bizi yaratmış, Allah böyle istemiş
(SAV) Hz. Muhammed’e, biat edin, istemiş Buna karşı gelenler, Yezid oğlu Yezid’tir Ehl-i Beyt bir emirdir, Allah sevin istemiş. Cuma namazlarında, yedi rekat fazla kıl Kerbela içindir bu, özür dile öyle kıl Kızı Fâtımâ nurken, torunları canıyken Sen git, Yezid’le bir ol, bu nasıl a-kıl. Yezid soyu bellidir, iktidar için yaşar Din imanı satarak, hile yaparak yaşar Ehl-i Beyt düşmanıdır, (cc) Allah’ın düşmanıdır Her yolu mübah sayar, İmam Ali’siz yaşar. Kendi çıkarı için, din imanı kullanır Namaz, niyaza durur, bunu da çok kullanır Gözü yok, kulağı yok, Hakk yolunda dilsizdir Çok şirin olmak için, Kabe’yi de kullanır. |
HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/ Yûnus Sûresi/Sayfa:210/Cüz:11/17. Ayet: Artık, Allah'a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. ﴾17﴿فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾
KAYNAK: KUR'AN-I KERİM/Tevbe Sûresi/Sayfa:196/Cüz 10/61. Ayet: Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır." ﴾61﴿وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٦١﴾
(KERBELA'DA, HZ. MUHAMMED'İN (SAV) CİĞERPARELERİNİ KATLEDENLER VE AYETLERİ GÖRMEZDEN GELENLER CEHENNEMLİKTİR)
Sizin yorumunuz?